KAHKAHA KALESİ – 3

dünden devam…

Kakhaha / Palu Kalesi’ne yaptığımız hayal ile gerçek arasındaki gezimize kaldığımız yerden hep birlikte devam edelim.

Kalenin zirvesine nihayet ulaştık. 1170 rakımlı zirve noktasında yer alan gönderdeki dalgalanan şanlı bayrağımız bizi karşıladı adeta.

Aman Allah’ım! O da ne? Batıda Murat Vadisi ve Altınova, kuzeyde Yazı Ovası ve Munzur Dağları, doğuda göz alabildiğince uzanan Murat Vadisi, güneyde Ak Dağ silsilesi ile dört bir yan ayaklarınızın altında sanki. Tüm çevreye hâkimsiniz adeta.

KAHKAHA KALESİ – 2

dünden devam…

Zaman olur hayâli cihan değer” diyerek Kakhaha / Palu Kalesi’ne yaptığımız hayal ile gerçek arasındaki bu gezimize kaldığımız yerden hep birlikte devam edelim.

Urartular döneminde kışlık başkent olarak kullanılan Palu kalesi, Bizanslılar, Çubukoğulları, Artuklular ve Osmanlılar döneminde de yoğun olarak kullanılmıştı.

Bu medeniyetlerin bizlere miras olarak bıraktığı eserleri görmek için merdivenleri tırmanmaya devam ettik. Dinlenme teraslarında hem biraz soluklanıp dinlendik hem de o eşsiz manzarayı tekrar tekrar izledik.

KAHKAHA KALESİ – 1

Sevgili okurlar, üç gün devam edecek olan bu yazı serisini, şairin dediği gibi: “Zaman olur hayâli cihan değer” tadında okunması dileğiyle…

Sevgili okurlarım.

Gelin sizlerle birlikte hayal ile gerçek arasında Kahkaha Kalesi’ne bir yolculuk yapalım.

Bu yolculuk, hayal ile gerçek arasında bir yolculuk.

Çünkü; hayallerin zamanla gerçeğe dönüşeceği ümidi içinde bu geziyi sizlerle birlikte yapmak istiyorum.

AĞLARSA ANAM AĞLAR

Bir insanın derdini yürekten paylaşan tek kişi anasıdır.

Hiç kimse ananın evladına yakın olduğu kadar bir başkasına yakın olamaz.

Ağlarsa anam ağlar, gayrısı yalan ağlar.

Anne,

Ana,

Ané,

Anéy,

Anam!..

ÖVÜNME; CAHİLİYE DÖNEMİNDEN KALMA KÖTÜ BİR HUY

Allah’u Teâla, en doğru yolu bulmamız ve ibret almamız için Kur’an’da Peygamberlerle, bazı kişilerle, ölüm ve ahiretle ilgili kıssalar anlatır.

Bu kıssaların anlatılış gayesi, göndermiş olduğu peygamberlerin yürüttüğü tevhid mücadelesinin dünyada rahat ve selametimizi, ahirette de kurtuluşa ermemizi sağlamak olduğunu anlamamız içindir.

Bu kıssalardan biri de Kehf suresi 32-46 ayetlerinde geçen kıssadır.

Bu kıssa (ibretlik olay), Kur’an’da insanların dikkatine sunulmuştur. Allah’ın verdiği nimetlere şükredip onun gereğini yapmak yerine, malıyla övünmeyi tercih eden adamın başına gelenler anlatılmaktadır.

İNSAN DENEN MEÇHUL

Alexis Carrel’ın “İnsan Denen Meçhul” isimli eserinin ismini yazımızın başlığı olarak kullandık.

Sosyal ve psikolojik bir varlık olan insanı maddi ve manevi bütün yönleriyle açıklayan Nobel ödüllü bir kitap…

İnsanın kendini tanıması ve hayatı daha iyi yorumlaması için okunması gereken kitaplardan biri…

Yalnız biz insanı, maddi ve manevi / olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle Kur’an’da anlatıldığı şekilde tanımak istiyoruz.

İnsan; Arapça “ins” kelimesinden türetilmiş olup “beşer, insan topluluğu” anlamına gelir.

Ahdini unutması” sebebiyle de bu ismi aldığı ileri sürülmüştür.

Bazen “alışan, uyum sağlayan”,

Bazen “cana yakın olan”,

Bazen de “sosyal varlık” olarak tanımlanmıştır insan.

KUR’AN’A SAYGI

Kur’an Ayı’nın yani Ramazan Ayı’nın son günlerini yaşıyoruz.

Tuttuğumuz oruçları, okuduğumuz Kur’anları, yaptığımız ibadetleri Allah kabul etsin.

Ramazan Ayı’nda indirilmeye başlanan Kur’an’dan dolayı Ramazan Ayı aynı zamanda Kur’an Ayı’dır.

Kur’an-ı Kerim, en son ve en yüce ilâhî kitaptır. Cenab-ı Hakk’ın Kelâm sıfatının bir tecellisidir.

Kur’an; okunmak, anlamak ve yaşanmak için gönderilmiştir.

Çünkü Kur’an bir hayat nizamıdır.

Dünya ve ahiretimizi düzenleyen ilahi bir kitaptır.

İMAM-I AZAM EBU HANİFE’NİN EBU YUSUF’A VASİYETİ / NASİHATI

Serdengeçti neşriyatı arasında 1962 yılında yayımlanan ve Arapça’dan D. Sabit Ünal’ın Türkçe’ye çevirdiği 16 sayfalık bu risalenin önsözü şu şekilde başlar:

Bu risale, İmam-ı Azam’ın İmam Ebu Yusuf’a (asıl ismi Ya’kub) yapmış olduğu ve herkesin muhtaç bulunduğu yüksek ve şerefli edeplerden (Devlet reisi, Hükûmet büyükleri, ilim adamları, hal ve saire ile muaşeret) hususundaki tavsiyelerini bildirir.

CEMŞİD-İ ABAD / ÇEMİŞGEZEK - 3

geçen haftadan devam…

Bu haftaki yazımıza; yine Osmanlı Vilayet salnâmelerine göre Çemişgezek ilçesinin çeşitli mülkler, mektepler, ziraat, hayvancılık, ticaret ve üretimi, resmi daire ve memurları ile ilgili bilgilerle Cemşid-İ Abad / Çemişgezek yazı dizimizi bitirmek istiyorum.

VII. Çeşitli Mülkler

Çemişgezek, kaza ve nahiye olduğu dönemde Diyarbekir ve Ma’muratü’l-Aziz salnâmelerinde “Çeşitli Mülkler” başlığı altında Çemişgezek merkez ve geneli ilgili bilgiler verilmektedir. Biz sadece Çemişgezek merkez ile ilgili verilen bilgileri harmanlamaya çalıştık:

CEMŞİD-İ ABAD / ÇEMİŞGEZEK - 2

geçen haftadan devam…

Bu haftaki yazımıza; yine Osmanlı Vilayet salnâmelerine göre Çemişgezek ilçesinin genel coğrafî yapısı, tarihi eserleri, nüfus ve mahalleleri ile devam etmek istiyorum.

IV. Coğrafi Yapısı

Salnâmelerde Çemişgezek’in coğrafî yapısı ile şu bilgiler verilmektedir.

a) İklim

Çemişgezek kazasının iklimi, Osmanlı Asya’sının ortasında bulunan belde soğuk bölgelerden sayılsa da havası ılıman ve dört mevsimin yaşandığı bir yerdir.