TEVAZU; İNSANIN DEĞERİNİ YÜKSELTİR, ŞEREFİNİ ARTTIRIR

Kur’an-ı Kerim Şuara 215, Hicr 88 ve İsra 24. ayetlerinde “وَاخْفِضْ جَنَاحَكَ / vahfid cenaheke” deyimi geçer.

Bu deyim; kanadını indir, alçak gönüllü/tevazu sahibi ol ve kol kanat ger anlamlarına gelmektedir.

Vahfid cenaheke”; kibirlenmemek, böbürlenmemek, büyüklük taslamamak, kendini küçük görmek, alçak gönüllü olmak, kol kanat gerip saygıda kusur etmeyerek insanlara merhamet duyguları kabarmış bir vaziyette yaklaşmayı emreden bir terimdir.

KİBİR; HER GÜZELLİĞİN, HER İYİLİĞİN, HER NİMETİN ÂFETİ

Kur’an-ı Kerim Hac suresi ayet 9’da “ثَانِيَ عِطْفِه۪  / saniye ‘itfih” deyimi geçer.

Senyül atf; “kibir ve böbürlenmek demektir. Kibirli bir tavırla yüzünü buruşturmak, yüz çevirmek, burun kıvırma anlamlarına geldiği gibi; zikirden/Kur’an’dan, Hakk’tan yüz çevirmek, vazgeçmek anlamında da kullanılmaktadır.

ALLAH İLE ALDATMAK/KANDIRMAK

Ey insanlar, şüphe yok ki Allah’ın vadi bir gerçektir. O halde sakın sizi dünya hayatı aldatmasın. Çok aldatıcı (şeytan) da sakın sizi Allah (ın hilmi ve imhâli) ile aldatmasın.” [Fatır:35/5]

İnsanları Allah ile aldatmak, konu aldatmak ve aldanmak olunca, ilk aldatan olarak İblis; aldanan olarak ta insanlığın atası olan Hz. Âdem ve eşi akla gelmektedir. 

HZ. OSMAN, MELEKLERİN HAYÂ ETTİĞİ İNSAN

17 Haziran Hz. Osman’ın şehadetinin yıl dönümü.

Osman bin Affân, Fil Vak‘ası’ndan altı yıl sonra 577 yılında Tâif’te doğdu. Kureyş’in en zengin tüccarlarından Affân,  annesi Ervâ bint Küreyz, Resulullah’ın halası kızıdır.

Mensup olduğu Emevî (Ümeyye) kabilesinin soyu Abdümenâf b. Kusay’da Hz. Peygamber’in nesebiyle birleşir.

ÂR DAMARI ÇATLAMAK, HAYÂ PERDESİ YIRTILMAK

Âr/hayâ kelimesi sözlükte; “hicab, utanma, çekinme, sıkılma, ahlak, namus, edep, kınama, onur kırıcı tutum ve davranış” vb. anlamlara gelmektedir. Âr ve hayâ kelimesi de Türkçe’de biribirinin eş anlamlısı olarak kullanılmaktadır. 

Terim olarak da; “nefsin çirkin davranışlardan rahatsız olup onları terketmesi, kötü bir işin yapılmasından veya iyi bir işin terkedilmesinden dolayı insanın yüzünü kızartan sıkıntı, insanın Allah’a olan sevgi ve saygısından dolayı kötülüklerden ve ahlak dışı şeylerden kaçınması” gibi değişik şekillerde açıklanmıştır.

ESKİ HARPUT’TA BAYRAM (2)

Bayram Yemekleri

Bayramda herkes evinde misafir beklerdi. Bayramda ekmek çıkmaz, fırınlar ve dükkânlar çalışmazdı. Onun için herkes bayram ihtiyacını önceden görür, birkaç gün önce veya arife günü bayram yemeklerinin hazırlıkları başlardı. Kasaptan köftelik, tiritlik, dolmalık ve yemeklik et alınırdı. Bayram tatlısı olarak da özenle hazırlanan baklava ve dolangerler evde közde veya ekmek fırınlarında pişirilerek hazırlanırdı. Özellikle ikindi namazında sonra gece yarısına kadar pişirilmek üzere fırınlara tepsi tepsi baklava ve dolanger taşınırdı.

ESKİ HARPUT’TA BAYRAM (1)

“Ah nerede o eski Ramazanlar?” diyerek eski günlere olan özlemimizi nasıl dile getiriyorsak, “ah nerede o eski Bayramlar?” diyerek aynı özlemi dile getiriyoruz. Aslında özlediğimiz, aradığımız, çocukluğumuzdur. Onun için bayram, incelik ve güzellik günüdür. Kaybettiklerimizi kazanmanın en uygun zamanıdır.

ESKİ HARPUT'TA RAMAZAN (5)

Tesbih Namazı

Resûl-i Ekrem (S.A.V.)’in, amcası Hz. Abbas’a tesbih namazını tavsiye etmesi ve mümkünse her gün, değilse her cuma yahut ayda, yılda bir veya hiç değilse hayatta bir defa kılınmasını tavsiye etmiştir. [Ebû Dâvûd, “Teṭavvuʿ”, 14; İbn Mâce, “İḳāmetü’ṣ-ṣalât”, 190]

ESKİ HARPUT'TA RAMAZAN (4)

Sahura Kadar Oturmalar ve Ramazan Davulu

Teravih namazlarından sonra, halkın çoğunluğu sahur vaktine kadar oturmayı âdet edinmişlerdi, bu suretle semt semt yaz günleri ayvan ve damlarda, bahçelerde bulunanlar ise havuz başlarında... Kış mevsiminde de selâmlık odalarında veya sofalarda toplanırlar, hoş sohbetler, yârenlikler ile geceyi geçirirlerdi.

ESKİ HARPUT'TA RAMAZAN (3)

İftar Vakti ve İftar Sofraları

İkindi sonu vaazından çıkan halk, evlerine dönmeden ekmekçi fırınlarına uğrar... Müthiş bir kalabalık içinde herkes fırınlardan pişkin ve kızarmış küncülü, karaçörekli ve yağlı ekmeklerini, mevsim yaz ise çeşitli meyvelerini ve büyük meydanda satılan ve buzluk mağarasından çıkartılan kudret buzlarından birer miktar satın alarak evlerine giderlerdi.