ELAZIĞ; TURİZMDE HAK ETTİĞİ YERDE Mİ?

Elazığ, özellikle Harput ve Palu’nun sahip olduğu binlerce yıllık tarih ve zengin kültürel mirasla Anadolu’nun önemli merkezlerinden biridir.

Harput ve Palu, Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerine ev sahipliği yapmış, buram buram tarih kokan topraklardır. (bk. 10.12.2018 tarihli Harput Palu’dur, Palu Harput’tur yazımız https://www.gunisigigazetesi.net/makale/13394910/suleyman-yapici/harput-paludur-palu-harputtur)

AVRUPA BİRLİĞİ UĞRUNA KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLER

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği süreci, yaklaşık yarım asırdan fazla bir süreden beri devam eden bir hedef olarak gerek siyasi gerek toplumsal alanlarda geniş yankı uyandıran bir konudur. 1963 yılında imzalanan Ankara Anlaşması ile Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) üyelik sürecinde uzun bir uyum aşaması geçirmiştir. Bu süreçte çeşitli reformların hayata geçirilmesi, yasal düzenlemeler ve toplumsal dönüşümler gerektiren bir süreç olmuştur.

Türkiye’nin AB’ye girebilme amacı doğrultusunda yürüttüğü politikalar, demokratikleşme ve modernleşme gibi kazanımlar sağlarken, bazı kültürel, sosyal, dinî ve ahlakî değerlerin de bu süreçte yitirildiği veya geri plana itildiği görülmüştür.

7 EKİM AKSA TUFANI: FİLİSTİN DİRENİŞİNDE DÖNÜM NOKTASI

7 Ekim’de Siyonist İsrail’e karşı yürütülen Aksa Tufanı operasyonun birinci yıl dönümü…

İsrail’in başlatmış olduğu katliam ve soykırımın da yıl dönümü…

Evet, tam bir yıl oldu.

Birinci yıl dönümünü yaşadığımız 7 Ekim Aksa Tufanı’ndan bu yana İsrail’in Filistin’de/Gazze’de soykırımı, şiddetini kaybetmeden devam ediyor.

Kandan beslenen İsrail, âdeta cehenneme döndürülen Gazze’de bebek, çocuk, yaşlı demeden, kadın erkek ayırmadan sivillere bomba yağdırıyor.

KUDÜS; SELAHADDİNLERİNİ BEKLEYEN ŞEHİR

2 Ekim 1187 Kudüs’ün Selahaddin Eyyubi tarafından fethedilişinin 837. yıl dönümü.

Kudüs; Peygamberler şehri,

Kudüs; yeryüzünde arş-ı alaya en yakını,

Kudüs; kutsallığın başşehri,

Kudüs; İsra’nın ikinci durağı,

Kudüs; Miraç’ın ilk basamağı,

Kudüs; ümmetin ilk kıblesi,

Kudüs; aşkın, hasretin, özlemin şehri,

Kudüs; medeniyetlerin kalbi,

Kudüs; mazlumların diyarı,

Kudüs; tüm Müslümanların izzet ve namusu…

SONBAHARIN BÜYÜSÜ: HAZANIN HÜZÜNLÜ GÜZELLİĞİ

Sonbahar, Güz veya Hazan Mevsimi…

Sonbahar, tabiatın en büyüleyici ve duygusal mevsimlerinden biridir. “Güz” ve “Hazan” olarak da bilinen bu mevsim, yazın sıcak ve enerjik günlerinin ardından havaların serinlemesi ile birlikte yaprakların sarı, kırmızı, turuncu ve kahverengi tonlarına bürünmesiyle adeta bir renk cümbüşü sunar. Bu renk cümbüşü, sonbaharın en büyüleyici yanlarından biridir.

KISASTA (İDAMDA) HAYAT VARDIR

Vahşice öldürülen 8 yaşındaki Narin için kamuoyu adalet arayışına girerken idam talepleri yeniden gündeme geldi. 

Geçmiş yıllarda da benzeri olaylar için idam cezası gündeme gelmişti.

Toplumumuz artık idam cezasının geri gelmesini yani kısas istiyor. Çünkü:

“Ey İman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı…”

“Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.”

“PALU” TANITIM KİTABI ÜZERİNE…

Mekânları, beldeleri ve şehirleri önemli, değerli ve anlamlı kılan sadece coğrafi güzellikleri değil; tarihsel geçmişi, medeniyete katkıları ve bugüne bıraktıklarıdır.

Şehirleri geçmişten bugüne öne çıkaran en önemli faktör, kültür, medeniyet, ilim ve bulunduğu havzanın müktesebatına etki eden güçlü izleri ve tesirleridir.

Şehirleri, medeniyet inşasının zemini ve mekânı gören düşünürler, geleceğe dair güçlü izler ve eserler bırakan tüm müktesebatın bu merkezlerden neşet edip neşv ü nema bulduklarını dile getirirler.

EDEP YÂ HÛ

Ecdadımız edebe o kadar çok önem vermiştir ki evlerinin, iş yerlerinin, tekke ve zaviyelerin en itibarlı yerlerinde “Edep yâ Hû” levhalarını asmıştır.

Biz ise edebi önce duvardan, sonra dilimizden, daha sonra da kalbimizden indirdik, söküp attık.

Artık her türlü edepsizliklere, ahlaksızlıklara, cadde ve sokaklarda, çarşı ve pazarlarda gece/yatak kıyafeti ile gezenlere karşı; “Edep yâ Hû” diyecek ne halimiz ne mecalimiz ne de cesaretimiz kaldı.

Bunun sonucunda; edep perdesinin, hayâ perdesinin, mahremiyet perdelerinin yırtıldığı bir çağda yaşıyor hale geldik.

İSLAM’IN REHBERLİĞİNDE ZORLUKLARLA BAŞA ÇIKMA YOLLARI

İnsan hayatı, sürekli değişen ve belirsizliklerle dolu bir süreçtir. Bu süreçte, insanın psikolojik, ruhsal ve fiziksel olarak dengede kalabilmesi için bazı prensiplere ve inanç sistemlerine tutunması önemlidir.

İslami düşüncede derin kökleri olan bazı temel prensipler, bireylerin günlük hayatlarında manevi bir rehberlik sunarak yaşamın zorluklarıyla başa çıkma konusunda destekler. Osmanlı dönemi de dâhil olmak üzere tarih boyunca, İslam’ın temel öğretileri, Müslümanların yaşam tarzlarını ve dünya görüşlerini şekillendirmiştir.

TANDIRBAŞI: GELENEKLERİN ISINDIĞI MEKÂN

Tandır, Anadolu’nun kadim topraklarının hemen her köşesinde rastlanan, geçmişi asırlara dayanan bir pişirme tekniği, mutfak kültürü ve binlerce yıldır süregelen bir gelenektir.

Eskiden kerpiçten veya taştan yapılan evlerimizin dışında bağımsız ayrı veya bitişik, üstü düz damla örtülü, üç etrafı duvarla kapalı, ön cephesi açık ve genellikle ağaç korkulukla çevrilmiş, orta yerinde bir tandır, üst veya alt köşede bacalı bir ocak, duvar diplerinde sedir veya yere serili minder ve yastıkların bulunduğu birazca yüksek bir mekân vardı ve buna tandırbaşı denirdi.