CAMİLER VE DİN GÖREVLİLERİ HAFTASI

Diyanet İşleri Başkanlığı, 1-7 Ekim tarihleri arasını içeren Ekim ayının ilk haftasını 1986 yılında  “Camiler Haftası” olarak ilan etmiş ve kutlamıştır.

2003 Yılından bu yana ise bu haftaya Din Görevlilerini de ilave ederek  “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlamaktadır.

Müslümanın hayatı boyunca en fazla uğrayacağı, içinde ibadet edeceği, huzur bulacağı, cemaat halinde çevreye, ümmete ve insanlığa faydalı, hayırlı işler yapacağı bu mekânlara “bir hafta ayırarak” dikkat çekmeye niçin ihtiyaç hâsıl olmuştur?

AÇLIK VE KORKU ELBİSESİ

Allah o memleketi (size) bir (ibret) örneği olarak îrâd etti ki o, korkudan emin ve sakindi. Rızkı da kendisine her bir yandan bol bol geliyordu. Fakat o, Allah’ın nimetlerine nankörlük etti de Allah da ona (halkının) işlemekte ısrar ettikleri (kötülükler) yüzünden açlık ve korku libâsını (giydirip olanca acıları) tattırdı.[Nahl: 16/112]

Bu ayet, Kur’an’da geçen deyimlerin içinde Kur’an’ın kelam harikalarından ve mucizelerinden biridir. Söz ve anlam olarak bir mucize olan bu kelam, insanlara düşündürücü ve uyarıcı bir örnek sunmaktadır.

ALLAH VE RESULÜ’NÜN ÖNÜNE GEÇMEK

Ey iman edenler! Allah'ın ve Resulü’nün önüne geçmeyin. Allah'tan korkun. Şüphesiz Allah işitendir, bilendir.[Hucurat: 49/1]

“…Allah'ın ve Resulü’nün önüne geçmeyin” ibaresi, bir mecaz türüdür. Bu ifade aynı zamanda Allah ve Resulü’nün emir ve yasaklarına karşı gelmekten bir nehiydir.

Bu ibare, yasaklanan davranışları kitap ve sünnet mihengine vurmaksızın hareket edenlerin durumlarının çirkinliğini ve edebe aykırılığını tasvir etmektedir.

ÂŞÛRÂ - HZ. HÜSEYİN - KERBELA

Bugün aylardan muharrem günlerden Âşûrâ, yani 10 Muharrem…

Muharrem ayı; Hicrî yılın ilk ayı. Sözlükte “haram kılınan, yasaklanan; kutsal olan, saygı duyulan” anlamlarına gelen Muharrem, savaşmanın haram kabul edildiği dört aydan birinin adı…

Resûl-i Ekrem’in ifadesiyle “Allah’ın ayı”, ramazandan sonraki en faziletli orucun tutulduğu ay…

1 Muharrem Hicrî yılbaşı…

ÇATALKAYA TÜRKÜLERİ DE REPERTUARLARDAN ÇIKARTILSIN

Gazetemiz yazarlarından Sayın Bilal Civelek’in, “Mamoş Türküsü Repertuarlardan Çıkarılsın” başlıklı bir makalesi yayımlandı.

Öncelikle bu cesur girişiminden dolayı Bilal kardeşimi kutluyorum. Mamoş türküsünün hikâyesini merak edenler bu makaleden veya Harput Yolları kitabından öğrenebilirler.

Çıtayı biraz daha yükseltiyor, daireyi biraz daha genişletiyorum; “Çatalkaya yosmaları” için yazılan ve söylenen türküler de repertuarlardan çıkartılsın.

ELAZIĞ KENT KONSEYİ

Bu yazı; Elazığ Kent Konseyi olağan genel kurulundan sonra yazılacaktı. Ancak devam eden yazı serisi ve araya giren kurban bayramından dolayı bu haftaya sarktı.

Elazığ Kent Konseyi 26 Temmuz 2019 tarihinde yapmış olduğu olağan genel kurul sonucunda;

Başkanlığa Murat Ergen, Yürütme Kurulu üyeliklerine ise; Osman Özçelik, Yavuz Köse, Necati Karataş, Ercan Sözüer, Filiz Özel, Enes Çiçek, Süleyman Yapıcı ve Hasan Üstündağ seçilmişlerdir.

ALLAH ve RESULÜ BEDDUA EDER Mİ? (4)

Bir önceki yazılarımızda Kur’an ve sünnette geçen “gazab, lanet ve veyl” kelimelerinin hitabına uğrayanları zikretmiştik. Bu yazımızda da Kur’an ve sünnette geçen bu‘den / بعدا, suhkan / سحقا, ta‘sen / ﺘﻌﺳﺎ, tebbe / تَبَّ, ıtmis /اطمس, kutile / قُتِلَ, kâtele / قَاتَلَ ve mutu مُوتُوا” beddua hitabına uğrayanları incelemeye çalışacağız.

IV. Bu‘den / بعدا, Suhkan / سحقا, Ta‘sen / ﺘﻌﺳﺎ

Bu’den / بعدا” kelimesi, uzaklığı ifade eden “be’id / بعد” kelimesinden türetilmiş olup

ALLAH ve RESULÜ BEDDUA EDER Mİ? (3)

Bir önceki yazılarımızda “gazab ve lanet” kelimenin geçtiği ayet ve hadislerin ışığında “Allah’ın gazabına ve lanetine” uğrayanlardan bahsetmiştik. Bu yazımızda da Kur’an ve sünnette “veyl/yazıklar olsun” hitabına uğrayanları incelemeye çalışacağız.

 

III. Veyl / ویل

Kur’an-ı Kerim’de yer alan beddua sözcüklerinden biri de “veyl”dir. Bu kelime sözlük itibariyle; “azap, sıkıntı, keder, acı, felaket, helâk, yok olma, elem verici azap, hüzün, hüsran, yazık, eyvah ve küçük düşürme” gibi manalara gelmektedir.

ALLAH ve RESULÜ BEDDUA EDER Mİ? (2)

Bir önceki yazımızda “gazab” kelimesinin geçtiği ayet ve hadislerin ışığında “Allah’ın gazabına” uğrayanlardan bahsetmiştik. Bu yazımızda da Kur’an ve sünnette “Allah’ın lânetine” uğrayanları incelemeye çalışacağız.

 

II. Lânet (ﻠﻌﻧﺕ)

Lânet sölükte; “kovmak, uzaklaştırmak, iyilik ve faydadan mahrum bırakmak” anlamında olup dinî bir terim olarak; “Allah’ın bağış ve merhametinden uzak bırakılmayı” ifade eder.

ALLAH ve RESULÜ BEDDUA EDER Mİ? (1)

Beddua; Farsçada “fena, çirkin, kötü” anlamlarına gelen “bed” kelimesiyle Arapçada “dileme, isteme” gibi anlamlara gelen “dua” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. “Kötü dilek, temenni” anlamına gelen beddua, duanın zıddıdır.

Bir kimsenin başına kötü şeylerin gelmesi için yapılan duaya beddua denilmektedir.