ALLAH ve RESULÜ BEDDUA EDER Mİ? (1)
Beddua; Farsçada “fena, çirkin, kötü” anlamlarına gelen “bed” kelimesiyle Arapçada “dileme, isteme” gibi anlamlara gelen “dua” kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmiştir. “Kötü dilek, temenni” anlamına gelen beddua, duanın zıddıdır.
Bir kimsenin başına kötü şeylerin gelmesi için yapılan duaya beddua denilmektedir.
Beddua; çaresiz olan, acı çeken, kötülüğe maruz kalan bir insanın rahatlamak, teskin olmak gayesiyle söylediği, “Allah kahretsin, Allah belanı versin” gibi kötü düşünce ve dilekleri kapsamaktadır.
Kur’an ve sünnette beddua etmek dinimizce hoş karşılanmamasına rağmen dinin zulüm ve haksızlık saydığı geçerli sebeplere dayanması şartıyla beddua etmek caizdir.
“Allah çirkin sözün alenen söylenmesini sevmez. Zulme uğrayanlar başka (…).” [Nisâ: 4/148]
Onun için mazlumun ahından/bedduasından sakınmak gerekir.
“Mazlumun bedduasından kork. Çünkü mazlumun bedduası ile Allah arasında hiçbir engel yoktur.” [Buhârî, Zekâk 63, Cihâd 180, Mezâlim 30, 35; Meğâzî 60]
Beddua Hz. Peygamber’den en az duyulan sözlerdendir. Peygamberin hayatında az da olsa bedduaya rastlamaktayız. Nitekim Hz. Peygamber’e; “ey Allah’ın elçisi, müşriklere beddua etseniz!” diye istekte bulunanlara O: “Ben lânet okuyucu olarak gönderilmedim ki; ben ancak rahmet olarak gönderildim” buyurmuştur. [Müslim, Birr, 87]
Hz. Peygamber, inananlara işkence eden ve İslam dinine şiddet yoluyla karşı koymak isteyen, zulüm ve haksızlıklarda ileri giden bazı müşriklere beddua etmiştir.
Yine Bir-i Maûne’de Kur’ân talimi için davet edilen yetmiş küsur muallim sahabenin pusuya düşürülüp şehit edilmeleri üzerine, Hz. Peygamber bir ay boyunca sabah namazlarının kunutunda Zekvân, Useyye ve Lihyân kabilelerine lânet okuyup beddua etmiştir. [Buhârî, Megâzî, 28; Müslim, İmâret, 147]
Yine Hz. Muhammed’in Müslümanları uyarmak düşüncesiyle, paraya taparcasına düşkün olan [Buhârî, Cihâd, 70, Riḳāḳ, 10], ana babaya âsi olan [Müsned, II, 346; Müslim, Birr, 8] bazı kimselere ad vermeden beddua ettiği bilinmektedir.
Kur'an'daki beddua ve lânetler, belli vasıflara sahip kimselere yöneliktir. Kur'an, şahıslardan ziyade vasıfları, düşünceleri, muhatap alır. Kur'an'ın bu gibi sert ifadeleri, genellikle inkârcılara, kâfirlere, İslam düşmanlarına ve münafıklara yöneliktir. Küfür ve inkâr, Allah’a meydan okumak olduğundan Allah'ın Kur'an'daki bu tür ifadeleri, aslında merhameten söylenen birer uyarıdır.
Kur’ân-ı Kerim’de beddua anlamında “gazap / غضب, lânet / لعن, veyl / ویل, Bu‘den / بعدا, suhkan / سحقا, ta‘sen / ﺘﻌﺳﺎ, tebbe / تَبَّ, ıtmis /اطمس, ölün (kahrolun) / مُوتُوا, kutile / ﻗﺗﻞ ve kâtele / قَاتَلَ” sözcükleri kullanılmıştır.
Kur’an’da geçen bu kelimeleri sırasıyla inceleyelim.
I. Gazab (غضب)
Gazab; “kızmak, öfkelenmek” anlamına gelir. Genellikle rıza ve hilm kavramlarının karşıtı olarak kullanılır. Gazab kavramı Kur’ân’da ve hadis-i şeriflerde hem Allah’a hem Peygamberimize hem de diğer insanlara nispet edilerek kullanılmıştır. Gazab, Kur’an’da türevleriyle birlikte yirmi dört ayette geçmektedir.
Allah’a izafe edildiği ayetlerde gazab; “lanet etmek, rahmetinden uzaklaştırmak, azap etmek, yoksulluğa, zillete ve helâke maruz bırakmak” gibi anlamlara gelir.
Rahman ve Rahim olan Allah’ın gazabı dünyada tecelli eder. Azabı ise ahirette inkârcılara ve asilere karşı gösterilecektir.
Kur’ân’da bu kelimenin geçtiği ayetlerde Yüce Allah’ın gazabına uğrayanları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Allah’ın ayetlerini inkâr etmek ve peygamberleri öldürmek. [Bakara: 2/61]
2. Allah’ın dilediği kullarına verdiği risalet/peygamberliği çekemeyerek inkâr etmek. [Bakara: 2/90]
3. Allah emirlerine karşı gelerek taşkınlık yapmak. [Ali İmran: 3/112]
4 Bir mümini kasten öldürmek. [Nisa: 4/93]
5. Doğru yoldan sapmak. [Maide: 5/60]
6. Putlar hakkında tartışmak. [Araf: 7/71]
7. Buzağı gibi şeyleri put edinmek. [Araf: 7/152, Taha: 20/86]
8. Savaş anında savaştan kaçmak. [Enfal: 8/16]
9. İmandan sonra küfrü seçmek-mürted olmak. [Nahl: 16/106]
10. Yeme içme aşırıya gitmek-haram mal yemek. [Taha: 20/81]
11. Karı ve kocadan birinin diğerine zina isnadında bulunup dört şahit getirememek. [Nur: 24/6-9]
12. Davet edildiği halde inkârda direnmek. [Mü’min: 40/10]
13. İman ettiği halde Allah hakkında tartışıp durmak. [Şura: 42/16]
14. Allah’ın rızasını hoş görmemek. [Muhammed: 47/28]
15. Allah hakkında kötü zanda bulunmak ve putlara tapmak. [Fetih: 48/6]
16. Bilerek yalan yere yemin etmek. [Mücadele: 58/14]
17. Ahiretten ümidi kesmek. [Mümtehine: 60/13]
Hadislerde de Allah’ın gazabına uğrayanları şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Allah’tan istememek.
2. Düşmanlıkta aşırı gitmek.
3.Fasık birini methetmek.
4. Pervasızca günah işlemek.
5. Allah’a dua etmemek.
6. Kendini büyük görmek, böbürlenmek.
7. Dinde cahiliye âdetini yaşatmayı istemek.
8. Bir kimsenin haksız yere kanını dökmeyi şiddetle arzulamak.
Devam edecek…
22.07.2019
Süleyman Yapıcı
Günışığı Gazetesi