Yirminci asrın ikinci yarısından itibaren başlayan ve bu asrın sonlarına yirmi birinci asra yaklaşırken dünya genelinde meydana gelen olaylar İslam'ın bütün yeryüzünde tekrar gündeme geldiğini ispatlayacaktır.
Bu çağda böylesine olayların meydana gelmesi oldukça şaşırtıcı bir manzaradır. Çünkü dünya tarihinde hiçbir din, yeni peygamber olmaksızın on dört asır gibi bir aradan sonra yeniden
uyanış, yeniden diriliş aşamasını sağlayabilmiş değildir.
Asırlar önce terfi edilen Hıristiyanlık artık ayağa kalkamayacak bir kültürün enkazı, Musevilik ise külçe altınlara tapan ve her çağa göre değişerek yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadırlar.