KÜFÜR ÇAĞIMIZIN ÜRÜNÜ; ŞİDDET...

Geçmiş çağlardan beri bir takım despotla­rın, emperyalist ülkelerin başkalarına veya ken­di yurttaşlarına karşı zora başvurdukları şiddet yollarını denedikleri bir gerçektir. Ancak bütün bunlara rağmen şiddet doruk noktasına çağı­mızda yani 20. yüzyılda doruk noktasına ulaş­mıştır. Birbiriyle maddi ve tabii kaynakların el­de edilmesi için durmadan boğuşan kanlı dün­yamızda bu boğuşmaların odak noktası çağdaş ideolojiler ve bu ideolojilerinin geçerli gelişme, yayılma ve yerleşme yolları şiddettir.

Şiddet; insanda fıtri olarak bulunan zulmün sadizmin, isyan ve cinayet duygusunun en acı­masızca ve gaddarca eyleme geçmesidir. Çağı­mızda da bunun bütün şiddetiyle uygulandığını görmekteyiz. Şiddete, daima gizli bir bilinç bi­rikmiş öfke ve yok etmenin insana kazandırdığı vahşi bir tatmin arzusu gizlidir. Şiddet, elverişli bir ortamda insanlar arasında hiç bir ayrım yap­maz.

Bu nedenle çağımız şiddet duygularının ala­bildiğine tahrik etmeye elverişli bir toplumsal düzenlerin oluşturduğu küfür çağıdır. İsraillilerin Filistinlilere karşı uyguladığı şiddet, Sırpların Bosnalılara uyguladığı şiddet, Hinduların Müslü­manlara karşı uyguladığı şiddet, Cezayir, Mısır ve benzeri devletlerin Müslümanlara uyguladığı şiddet, Amerika'nın Irak vb ülkelere karşı uyguladığı şiddet, ideolojik amaçlı terör yoluyla estiri­len şiddet bütün bunların bir sonucudur.

Çoluk çocuk, kadın ihtiyar masum insanları vahşi yollarla katliamlarla yok etmeye kalkışmak yüzyılımızın küfür ideolojilerine kurban giden şiddet yalnız insanların akıl almaz çılgınlıkları­dır.

Kimsenin inancına zorla müdahale etmeyi asla kabul etmeyen İslam’ın kendisini yok etmeye kararlı müşriklerle savaşında bile, çocuk, kadın, ihtiyarlar ve diğer canlılara hiçbir zarar verilme­mesi konusunda gösterdiği hassasiyeti hatırda tu­tarsak, çağımızın küfür ideolojilerine bağlı mili­tan devlet ve örgütlerin ne kadar gaddar ne kadar acımasız oldukları açık anlaşılabilir. Zayıf ve hi­mayesiz insanların katliamlarla yok edilmesi an­cak Allah'a kulluğu her şeyin üstünde tutan bir Müslümanın yüreğini sızlatabilir.

Müslüman olarak bu şiddet eylemlerini onaylamamalı ve insanlığı Allah'a kul olmaya yani İslam’a davet etmeliyiz.

 

01.09 / 15.09.1993

Abdullah Haşim (Süleyman Yapıcı)

Deveran

Devran Gazetesi