KİME GÖRE HAK!...

Hak kelimesinin lügat mana­sı; doğru, gerçek, her sabit ve doğru olan şey, adalet ve de­ğişmez demektir. Istılah mana­sı ise; "her şart altında doğru olan şey" demektir. Mesela iki kere ikinin dört ettiği gibi.

Batıl kelimesinin lügat ma­nası; hak olmayan, sahte, ya­lan, boş, yanlış ve isabetsiz demektir. Istılah manası "her şart altında yanlış olan şey" de­mektir. Mesela iki kere iki üç eder iddiası gibi.

Bugünkü Batı Medeniyeti geçmişte olduğu gibi kendile­rini her zaman haklı saymışlar­dır. Onların medeniyeti zulüm üzerine kurulmuş olan eski Roma medeniyetine, eski Ro­ma medeniyeti eski Yunan medeniyetine, eski Yunan me­deniyeti ise eski Mısır medeni­yetine yani Firavunlara dayan­maktadır.

Eskiden Nemrudlar, Fira­vunlar, Neronlar, Ebu Cehiller ve benzerleri zulüm ya­parken, yaptıkları bu zulümleri biz size zulüm ve haksızlık ya­pıyoruz diye yapmazlardı. Yaptıkları zulüm ve haksızlık­ları bu bizim hakkımız diye yapmaktaydılar. Bu günkü Ba­tı'da aynı zulüm ve haksızlık­ları insan hakları adına yap­maktadır.

Bugün Irak'ın yok edilme ve parçalanma safhasına getirilişi onlara göre bir haktır.

Libya'nın bombalanması ve sudan bahanelerle ekonomik ve sosyal ablukaya alınması, onlara göre bir haktır.

Bosna Hersek'teki vahşetin devam etmesine ve müslümanların yok edilmesine seyirci kalarak göz yummak, onlara göre bir haktır.

Kıbrıs'ın Rum'lara ve Yu­nanlılara peşkeş çekilmesi için yapılan baskı, onlara göre haktır. Bu misalleri daha da çoğaltmak mümkündür.

İşte bunların hataları hak an­layışının yanlış olmasından yani batıl olmasındandır.

Batılın hak anlayışına göre hak, dört sebepten meydana gelmiştir:

1. Kuvvet,

2.Çoğunluk,

3. İmtiyaz

4.Menfaat, çıkar.

Biz kuvvetliyiz o halde hak­lıyız. Biz çoğuz o halde haklı­yız. Biz asiliz, beyaz ırktanız o halde haklıyız. Bizim menfaati­miz nerde varsa biz orda haklı­yız.

Hiç şüphesiz bu sebeplerin hiç birisi gerçekte hak sebebi olamaz. Fakat onların batıl inanışı bunları hak sahibi yap­maktadır. İşte bunların insan hakları anlayışındaki çifte standartlı oluşu da bu çerçeve içindedir.

Gerçek hak anlayışına yani yüce İslam Nizamı'na göre hak, dört sebepten meydana gelir:

1. Cenab-ı Hakk'ın bütün in­sanlara eşit olarak verdiği te­mel insan haklan. Bunlar şun­lardır:

a)   Yaşama hakkı,

b)  Neslin, ırz ve namusunun korunması hakkı,

c)   Mülkiyet hakkı,

d) İnancın korunması hakkı.
2. Emek hakkı,

3.Karşılıklı rıza ile yapılan anlaşmadan doğan haklar,

4.Adalet gereği doğan hak­lar.

İşte gerçek hak anlayışına göre hak, yalnız bu dört sebep­ten meydana gelir. Bunun dı­şında hiç bir sebepten dolayı hak doğmaz. Ne kuvvet, ne çoğunluk, ne imtiyaz ve ne de çıkar hak sahibi olmaya sebep olamaz.

 

08-15.09.1992

Abdullah Haşim (Süleyman Yapıcı)

Devran

Paludevran Gazetesi