“SADECE DÖRT MÜCAHİT NASIL TARİH YAZDI?”

Filistin halkının 1948 yılında BM kararlarıyla kurulan İsrail’in zulümlerine muhatap olması ve bu zaman içerisinde topraklarının önemli oranda işgal edilmesine karşı dünyanın anlaşılmaz sessizliği ve duyarsızlığına bir tepki olarak 7 Ekim tarihinde “Aksa Tufanı”nı başlatılmıştı.

Bu harekâtın başlatılması sonrası İsrail ve ABD’den gelen tepkilerle birlikte İslam dünyası ve bazı çevrelerden de eleştiriler gelmişti.

Hamas’ın İsrail’e yönelik başlattığı Aksa Tufanı’nın zamansız ve yersiz olduğunu iddia eden çevrelere en güzel yanıt, İsrail’de yayınlanan Siyonist Yediot Aharonot Gazetesi’nden geldi.

Siz değerli okurlarımız için bu yazıyı Arapçadan Türkçeye Dr. Resul Şahin hocamız çevirdi. Kendisine teşekkür ediyorum. 

İsrail Gazetesi’nde yayınlanan yazı şöyle:

“Arap ülkelerinin İsrail ile olan savaşları üzerinden Hamas'ın Gazze'deki cihadının kıyaslanması (değerlendirilmesi)

Bazıları, İsrail’in şehit ettiği Gazzeli sivillere olan üzüntüsünden dolayı, kendisini ve çevresini Gazze’de olan kayıplara karşı elde edilenin basit olduğu konusunda ikna ederek Hamas’ın Aksa Tufanı operasyonunun başarısını küçümsemeye çalışıyor.

İşte size, düşüncelerinizi değiştirmeniz için şu basit istatistikler.

1967 Savaşı ya da diğer adıyla 6 Gün Savaşı, Savaştan önce İsrail, Filistin’in yalnızca yarısını kontrol ediyordu. Kudüs ve Batı Şeria Ürdün’ün, Gazze ise Mısır’ın yönetimi altındaydı.

İsrail saldırıp savaşı başlattı ve sadece 6 gün içinde şu yerleri kontrol altına aldı: Kudüs, Batı Şeria, Gazze Şeridi (burası Filistin’den), Mısır’dan da Sina (yüzölçümü tüm Filistin’in üç katı). Suriye’den Golan’ı ve Ürdün’den de büyük bir kısmı. İsrail, savaştan önceki mevcut alanını, altı katından fazla genişletti.

Arapların Kayıpları:

A) İnsan kayıpları:

Mısır: 15.000 şehit, 4.350 esir, sayısız yaralı.

Ürdün: 6.000 şehit, 533 esir.

Suriye: 2.500 şehit, 590 esir.

Burada Irak ve Filistin şehitlerini saymıyor; onları hariç tutuyoruz.

B) Askeri kayıplar:

Arap kuvvetlerinin % 70’i yok edildi.

İsrail’in Kayıpları:

A) İnsan kayıpları:

776 ölü, 4317 yaralı, 10 esir.

B) Askeri kayıpları:

İsrail, kuvvetlerinin yalnızca % 5’ini kaybetti (sadece 6 günde elindeki toprağın beş katından fazlasını kontrol altına almasına rağmen, İsrail’in toplam kaybı bu olmuştur).

Şimdi bu sayıları “Aksa Tufanı” Operasyonu sayılarıyla karşılaştıralım:

Şu ana kadar İsrail’in 2.000’den fazla askeri öldü; sayı giderek artıyor, yine şu ana kadar 3.000 yaralı,

Bir tümen ve tugay komutanları da dahil olmak üzere 200’den fazla esir, kendisine bağlı üçten fazla tugayın bulunduğu bir tümeni, komutanları, subayları ve askeriyle birlikte yok etti. 75 yılda oluşturduğu itibar (prestij) ve propagandayı ortadan kaldırdı.

Sonuçlar:

1- Gazze Şeridi’nden bir karış toprağı bile kontrol altına alamadı ki, tüm Gazze Şeridi, 1967’de kontrol altına aldığı alanın binde biri kadardır.

2- Hiçbir Filistinli direnişçi esir alınmadı.

3- Direnişçileri yok edemediler. Aksine İsrail tümeninden aldıkları silahlardan sonra güçleri arttı.

4- Gazze’den, Tel Aviv dâhil, işgal altındaki Filistin’in her karış yerine roket atılmasını durduramadılar.

5- Tek bir Filistinliyi bile Filistin’den göç ettiremediler. Oysa 1967’e 5 milyon Filistinliyi yerlerinden etmişlerdi.

6- Üçte ikisi çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 3.000 Filistinli sivili öldürdüler, 10.000’e yakın sivili de yaraladılar. [Yazının yayınlandığı tarih itibariyle]

Bu basit karşılaştırma, geçmiş savaşlarımızın utanç verici seyri hakkında hiçbir şey bilmeyenler ile sivil şehitlerimiz için ağıt yakanlar ve bize kaybettiğimizi veya bu direnişin Gazze evladını feda ettiğini söyleyip azmimizi kırmaya çalışanlar içindir.

Sadece Dört Mücahit Nasıl Tarih Yazdı?

Hamas mücahitlerinden dört kişi askeri tugayları tümüyle mağlup edip 25 bin siyonistin yaşadığı şehri kontrol ediyorlar.

Gazze’ye 20 km. uzaklıktaki Ufakim yerleşim yerinde, tarihe not düşmek için detayını yazmamız gereken en tuhaf çatışmalar yaşandı. Yerleşimcilerden biri diyor ki: Artık İsrail ordusunun gücüne güvenimiz kalmadı. Ordumuzun Hamas savaşçıları karşısındaki zaaf ve korkaklığını bizzat gözümüzle görüp şahit olduktan sonra tekrar evlerimize dönmeyi düşünmek bizim için mümkün değildir.

Ve ekleyerek dedi ki: Biz Ufakim’de -ki Hamas’ın savaştığı son şehirdir- güney yerleşim yerine saldırı olacağından hepimiz haberdardık. Fakat ordu tarafından bize, kaçmanıza bir sebep yok, sizi korumak için geldik sözlerine güvendik.

Ve dedi ki: Yerleşim yeri etrafına onlarca tank ve zırhlı yerleştirilince, sayılamayacak kadar askerin ve tarayıcıların çokluğundan dolayı gerçekten kendimizi güvende hissettik ama hesapta olmayan bir sürpriz, öğlen tam saat 11.00’de, yani Hamas’ın saldırısından beş saat sonra dört Hamaslı savaşçı Ufakim’e geldi ve orduyla çatışmaya başladılar. Ordumuz bu dört kişi karşısında bir saat direnemedi dedi. Gelişmiş her çeşit silahlara rağmen silahlı güçlerimiz çöktü. Şüphesiz bizi hayal kırıklığına uğrattılar ve kaçtılar ve bizi meçhul kaderimizle baş başa bıraktılar.

Dört Hamaslı savaşçı girdi ve 25 bin nüfuslu şehri işgal ettiler. Şanslıyız ki, Hamas savaşçıları sadece dört kişiydi. (Bu dördünün tüm) şehri kontrol etmeleri ve hepsini esir almaları mümkün değildi. Bu nedenle kaçmayı başardık ve şehrimizi, tam bir güven ve özgürlük içinde dolaşmaları için onlara terk ettik.

Sadece Hamas’ın saldırısından dolayı şok ve hayal kırıklığı yaşamadım. Aynı zamanda ordumuzun gücüne olan güvenimi kaybettim.

Bugün onlar Gazze’yi basmak istediklerini açıklıyorlar (ama) yalan söylüyorlar. Askeri üslerini ve vatandaşlarını koruyamayanlar, böyle bir ordu Gazze’ye girmeyi nasıl düşünebilir? Ben kurtuldum. Ailemle Avrupa’ya göç etmeye karar verdim. Bugünden sonra bu ülkede barış içinde yaşamam mümkün değildir.”

Siyonist Yediot Aharonot Gazetesi

Cuma 20.10.2023

Yazının Arapçası İçin: بالعربية

https://hamzali.org/wp-content/uploads/2023/10/20-EYLUL-2023.pdf

Yazımızın başlığına da aldığımız Siyonist Yediot Aharonot Gazetesi’ndeki değerlendirme aynen böyle.

Bu yazı ve değerlendirmelerden de anlaşılacağı gibi Aksa Tufanı birilerinin küçümsediği ve hatta gereksiz gördüğü bir harekât değil. Sonuçları itibarıyla tarih boyunca İsrail’e vurulan en büyük darbe olan bu harekâtı eleştirilmek değil desteklemek gerek.

Aksa Tufanı ile Birlikte:

1. İşgalci ordunun birçok askeri noktası vuruldu ve İsrail, kurulduğu günden bugüne kadar yaşadığı en büyük şokla yüzleşti.

2. Siyonistlerin yaklaşık 100 yıldır zihinlere yerleştirmeye çalıştığı Yahudiler için en güvenli, yaşanabilir toprakların İsrail devletinin toprakları olduğu algısına büyük bir darbe vurmuştur.

3. 1967 Arap-İsrail savaşlarından sonra oluşmaya başlayan ve İsrail’in propagandaları ile tüm dünyada insanların zihinlerine yerleşen İsrail’in çok güçlü, yenilmez olduğu algısı da bu operasyonla büyük bir darbe yemiştir.

4. Ellerinde nizami silahlar bulunmayan, gücü sınırlı Filistinli direnişçilerin tüm dünyada en güçlü, en iyi istihbarat teşkilatı olarak bilinen MOSSAD’ın istihbaratını atlatarak işgal altındaki topraklara sızması, İsrail’in güç algısına çok büyük bir darbe vurmuştur.

5. İsrail'in Demir Kubbe hava savunma sistemi, Gazze’den gelen roketlere karşı başarısız oldu, efsane yıkıldı.

5. Rahmetli Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın dediği “İsrail ancak güçten anlar” sözü böylece gerçekleşmiş oldu.

Filistin direniş gruplarının bu operasyonu sonucunda İsrail her zaman yaptığı gibi, karşısındaki direniş askeri unsurları ile savaşmak yerine Gazze’de 17 yıldır açık cezaevi koşullarında çok zor şartlar altında yaşayan sivilleri, çocukları, kadınları, yaşlıları, binaları, okulları, mabetleri ve hastahaneleri yasaklı fosfor bombaları başta olmak üzere ağır silahlarla katletmeye başladı.

Yaşanan bu sürecin, paslı bir hançer gibi dünyanın bağrına saplanmış olduğu günden bugüne bölgede savaş, istikrarsızlık, düşmanlığı körükleyen Siyonist rejimin yok olmasına ve Kudüs’ün özgürlüğüne kavuşmasına vesile olması dua ve temennisi ile…

Yazımız biraz uzun oldu affola…

Cumhuriyetimizin 100. yılında, ülkemizin zengin kültürel mirası ve tarihiyle gurur duyuyoruz. Bu mirası gelecek nesillere aktarmanın sorumluluğunu taşıyoruz.   

27.10.2023

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi