GEZİ NOTLARI -1-

Peygamberler Şehri Eğil

Ülkemizin her köşesini gezmeyi, görmeyi ve tanımayı severim. Bazı yerlere belli aralıklarla birkaç defa gitmişimdir.

Her gidişimde farklılıkları, değişimleri ve gelişmeleri gördükçe ülkemizin geleceği açısından tarih, doğa ve inanç turizminin ne kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır.

Bu yerlerden birisi de Mardin ve bölgesidir.

Dört veya beş defa gitmişliğim vardır bu bölgeye.

Her gidişimde farklılıkları, değişimleri ve gelişmeleri de izleme imkânım oldu.

Emekli Makine Mühendisi olan dayımdan gelen teklifle, yine emekli Prof. ve emekli öğretmen olan iki halam oğlu ile birlikte Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu gezmeye karar verdik.

Gezimizin güzergâhı; Elazığ - Ergani - Eğil - Diyarbakır - Mardin - Dara - Kızıltepe - Nusaybin - Beyazsu - Midyat - Hasankeyf - Batman - Kurtalan - Siirt - Tillo - Veysel Karanî - Bitlis - Tatvan - Ahlat - Muş - Bingöl ve Elazığ olacaktı.

Yani Güneydoğu ve Doğu Anadolu’yu içine alan bir daire çizecektik.

Beş günlük bir gezi programı hazırladık. Kalacak yerler için rezervasyonlarımızı yaptırdık.

Ancak hava muhalefeti sebebiyle gezimizi mayıs ayının ikinci haftasına ertelemek zorunda kaldık.

14 Mayıs sabahı erkenden yola çıktık.

Baharın tüm güzelliklerinin sergilendiği en güzel günleriydi.

Ovalar, yaylalar, vadiler ve dağlar zümrüt yeşiline boyanmıştı adeta.

Har taraf yemyeşildi.

Ergani’de Zülküf Peygamberin makamına uğramadan olmazdı.

Ergani ilçesine 5 km uzaklıkta ve 1515 m yükseklikte olan Makam Dağı’nın zirvesine döne döne, kıvrıla kıvrıla çıktık.

Makam Dağı’na çıkmak için şehir içinden ve mahalle aralarından gitmek zorundasınız. Yön levhaları da yeterli değildi.

Mahalle içine girmeden Elazığ-Diyarbakır karayolundan bağlanacak bir yol ve tek bir yön levhasıyla Makam Dağı’na ulaşmak daha kolay ve rahat olurdu.

Makam Dağı’nda Zülküf Peygamberin temsili bir mezarının olduğu makam yeri, WC’ler ve küçük bir mescid ile birlikte arka tarafta harabe halinde olan Meryem Ana Kilisesi bulunmaktadır.

Dağın zirvesine ulaşmak için DDY’nin kullanıp değiştirdiği ahşap traverslerden gidiş ve geliş yolları yapılmış, gerekli emniyet tedbirleri de alınmıştı.

Dağın zirvesinden dört bir yanı görmek mümkün.

Manzara mükemmel, tüm ova sanki ayaklarınızın altında. Tüm güzelliği ile yemyeşil ova, masmavi görüntüsüyle baraj ve yaklaşık 140 bin nüfuslu Ergani ilçesinin tamamını görebilirsiniz.

Ergani, turizm açısından bir tek Zülküf Peygamber makamı ile inanç turizmi bakımından kendini tanıtma yolunda hayli yol katetmiş, gerekli düzenlemeleri yapmıştı.

Ergani Dicle karayolu üzerinden Peygamberler şehri Eğil’e doğru hareket ettik.

Dicle, eski adıyla Piran’ı görmeden Eğil’e gitmek olmazdı.

Piran, geçmişte hem Palu’ya bağlı olması hem de bölgeyi etkileyen Şeyh Said hareketinin başlangıç noktasıydı.

Dicle, küçük ve şirin bir ilçeydi. İki caddeden oluşan çarşısında bir tur attıktan sonra yönümüzü Eğil’e çevirdik.

Eğil bizim için önemliydi. Çünkü;

Eğil, peygamberler şehriydi…

Eğil, beyler şehriydi…

Eğil, Palu Beyi Cemşit Bey’in aynı soydan gelen beylerin yurduydu…

Eğil, 1870’li yıllarda Palu’ya bağlı bir nahiye idi…

Eğil ile Palu, geçmişten gelen iki kardeş yerleşim yeriydi…

Eğil yaklaşık 24 bin nüfuslu küçük ve şirin bir ilçe…

Kalesiyle, sahili ile tarihi ve doğa turizmi yanında Peygamber türbeleri ile inanç turizmi bakımından nüfusunun birkaç katı kadar yerli yabancı turist ağırlayan bir ilçe…

Eğil’e girdiğimiz zaman bizi tümü beyaza boyanmış, duvarları rengarenk üzüm ve çeşitli bitki motifleri ile bezenmiş evleri ve kamu binaları karşıladı.

Bembeyaz bir ilçe olmuş Eğil…

Birçok medeniyete ev sahipliği yapan Eğil ilçesi, tarihi kalesiyle, peygamber kabirleri ile birlikte Dicle Baraj Gölü’nde su tutulmasından sonra keşfedilmeyi bekleyen saklı bir cennet haline gelmiş.

Sahil kenarında bulunan kafe ve restoranlar, yürüyüş yolları ve parklar, tekne turları ile Eğil barajını gezme ve baraj üstünde bulunan mağara kalıntılarını daha yakından görmeniz mümkün.

Yolumuz ve gezi güzergâhımız uzun olduğu için tekne turu yapma imkânımız olmadı. Dolayısıyla hizmet kalitesi hakkında bir yorum yapmam mümkün değil. Ancak sahil yoluna döşenen kare parke taşların işçiliği, düzeni, estetiği ve motifiyle bu işi yapan veya yaptıran tüm kamu ve sivil ilgililere örnek olacak nitelikte.

Eğil kalesini gezmenizi önemle tavsiye ederim.

Üç tarafı derin vadilerle çevrili, yekpare bir kaya üzerine oturtulmuş kalenin Asurlular tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

Eğil kalesi, Deran mağaraları, kral mezarları, birçok yapı, gizli geçit ve su sarnıçları ile gezilmesi gereken bir kale.

Kale üzerinde arkeolojik kazılar yapılmış, dört bir etrafı çitlerle çevrilerek gerekli emniyet tedbirleri alınmış ve kaleye çıkış ise yine DDY’nin ahşap traverslerden bir çıkış yolu yapılmıştı.

DDY’nin ahşap traversleri ile yapılan çıkış ve iniş yolları ve emniyet çitleri ile çevrilmesi kalenin estetiğini bozmadan ahşapla yapılması Harput ve Palu kaleleri için de güzel bir örnek olabilir.

Yapılan arkeolojik kazılarla birlikte birçok yapı, gizli geçit ve su sarnıçları ortaya çıkartılmıştı.

İlimizde Harput kalesinde yapılan arkeolojik kazıların devamı yanında daha eski, birçok tarihi yapı ve mekânları içinde barındıran Palu Kalesi’nde de arkeolojik kazıların bir an önce başlatılması gerekiyor.

Kalenin hemen karşısındaki Peygamber tepesinde bulunan Hz. Elyesa, Hz. Zülküf ve Nebi Harun-ı Asefi’nin türbeleri yeniden yapılmış, camisi, çevre düzenlemesi, piknik alanları ile güzel bir mekân haline getirilmiş olmakla birlikte halen çevre düzenleme çalışmalarının devam ettiğine şahit olduk.

Ayrıca buradan güzel küçük bir köprü ile kalenin altından Eğil şehir merkezine ulaşımı sağlayan güzel ve nostaljik bir yaya yolu yapılmış.

Baraj gölü altında kalacak olan bu peygamberlerin mezarları 1995 yılında açılarak naaşları bugünkü yerlerine defnedildi.

1996 yılında ziyaret ettiğimde nakli gerçekleştiren heyetten işçilerden biri nakil esnasında meydana gelen olayları detaylı bir şekilde anlatmıştı.

Anlattıkları çok ilginçti. Dünya tarihinde bir ilk olması açısından çok önemli bir olaydı ki yaşanan bu olayın bir eşi ve benzeri yoktu.

Gezimizin diğer ayrıntılarını haftaya sizlerle paylaşmaya devam edelim inşallah…

27.05.2024

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi