SİYONİST ÇETE’NİN KATLİAM TARİHİ

İsrail, ABD ve İngiltere’nin gayr-i meşrû çocuğudur…

İsrail, 14 Mayıs 1948’de kuruluşunun ilan edildiği tarihten itibaren Müslümanlara zulmetmeye yemin etmiş ilk ve tek Yahudi terör devletidir. 

Kurulduğu tarihten itibaren ABD’nin oluşturduğu zeminde Siyonist Çete (İsrail)’nin gerçekleştirdiği Lübnanlı, Suriyeli, Mısırlı ve özellikle de Filistinli Müslümanlara yönelik katliamlarını kronolojik olarak sıralamak istiyorum.

Yıl 1946, İsrail örgütü Irgun’un 22 Temmuz tarihinde Kral Davud Oteli’ne düzenlediği saldırıda, aralarında İngilizler, Araplar ve Yahudilerin bulunduğu 96 kişi hayatını kaybetti. Aynı örgütün  9 Nisan 1948 tarihinde Deyr Yasin Köyü’ndeki katliamında ise 254 Filistinli can verdi. Ölenler arasında çok sayıda çocuk ve 25 hamile kadın da vardı.

İsrail ordusu 29 Ekim 1948’de Safsaf köyüne girdiğinde bilanço 70 ölüydü. Aynı gün El-Halil’deki Davayima Köyü’nde ise aralarında kadın ve çocuklarında bulunduğu 80 Filistinli öldürüldü.

Batı Şeria’daki Kibya Köyü’ne 12 Ekim 1953 tarihinde baskın yapıldı. 67 kişinin yaşamını yitirdiği baskının lideri Ariel Şaron’du.

Mısır’ı işgal etmeye hazırlanan İsrail ordusu, Kufr Kasem isimli köyde katliam yaptı. 29 Ekim 1956’daki saldırıda ölen 49 kişinin arasında kadınlar ve çocuklar da vardı.

Yıl yine 1956. Samu köyüne giren İsrail askerleri 18 Filistinli’yi vahşice katletti, köy yerle bir oldu.

4 Haziran 1968 yılında ise İsrail uçakları 15’ten fazla Filistin köyüne havadan napalm bombası yağdırdı. Resmi rakamlarla 56 kişi feci şekilde can verdi. İrbid şehrindeki bombardımanda ise ölü sayısı 30’du.

12 Şubat 1970 tarihinde Mısır sınırında bir fabrikayı İsrail uçakları vurdu, 70 işçi hayatını kaybetti.

8 Nisan 1970’te Siyonist işgal çetesi tarafından Mısır'ın Sha’a kentinde bir okulun bombalanması sonucu 46 Müslüman feci şekilde katledildi.

8 Eylül 1972, Siyonist işgal güçlerine bağlı uçaklar tarafından Suriye’nin 7 köyüne yapılan saldırıda en az 200 köylü hayatını kaybetti.

İsrail hava kuvvetleri, 19 Şubat 1973’te Libya Havayolları’na ait bir uçağı düşürdü. 107 yolcu ve mürettebat ne olduğunu anlayamadan can verdi.

15-16 Eylül 1982’de İsrail, daha sonra birçok kez yapacağı gibi Lübnan’a girdi ve Beyrut Kasabı olarak anılan Ariel Şaron’un komutanlığında Hristiyan Falanjistler tarihin en büyük katliamlarından birini yaptı. Tarihin tanıklık ettiği en vahşi katliamlardan biri olarak hafızalara kazındı. Sabra ve Şatilla’da Filistinliler, kadın, çocuk demeden katledildi. Kurbanların sayısı 3 bini geçti. Bazı kaynaklara göre ise 7.000 kişiydi. Cesetler tanınmayacak haldeydi. Yalnızca 328’inin kimliği tespit edilebildi.

Gazeteci Robert Fisk, olay yerinde gördüğü manzarayı, The Independent gazetesinde yazdığı bir makalede şöyle aktarmıştı:

 “18 Eylül 1982’de Sabra ve Şatilla kampında bulunanlar için Şaron, ardında şişmiş cesetler, tecavüz edilmiş, işkenceye uğramış ve sonra da katledilmiş kadınlar ve bebekler bırakan bir kasaptır.

15-16 Eylül tarihindeki katliamın etkileri uzun süre unutulmadı, olaydan 26 yıl sonra saldırı filmlere konu oldu. Beyrut’ta 1 yıl önce düzenlenen hava saldırısında da 300 kişi yaşamını yitirmişti.

Sabra ve Şatilla'nın etkileri henüz silinmemişken İsrail askerleri 8 Ekim 1990’da Kudüs’te yeni bir katliama imza attı.

Mescid-i Aksa’ya yıkma girişimine karşı ayaklanan Müslümanlara saldıran işgal çetesi 30 Müslümanı şehit etti. Saldırılar sırasında direnişe katılan Filistinlilerden 800 kişi de yaralandı.

25 Şubat 1994 Batı Şeria’nın El Halil kentinde bir Siyonist’in sabah namazı kılan Müslümanlara yönelik otomatik silahla gerçekleştirdiği saldırıda, 29 Filistinli şehit oldu. Camii saldırısında şehit olanların cenaze merasimlerine saldıran işgal çetesi burada da 26 Müslümanı katletti.

Yıl 1996. Lübnan’daki Kana mülteci kampına düzenlenen kanlı saldırıda çoğu kadın ve çocuklardan oluşan 109 kişi can verdi.

Tarihin en büyük katliamlarından birini İsrail 3-15 Nisan 2002 yılında Cenin’de işledi. Cenin’deki mülteci kampına 3 Nisan 2002 gecesi İşgal ordusu kampa havadan ve karadan zırhlı araçlarla saldırı başlattı. Saldırılar sonucu yerle bir olan kampta 1.300 Müslüman şehit olurken 1.500 kişi yaralandı. 

Mart 2004 tarihinde Gazze’de bulunan Nuseyrat ve Bureyc mülteci kamplarına saldıran Siyonistler aralarında 4 çocuğunda bulunduğu 14 Filistinli sivili katletti.

2004’te, İsrail ordusu, Gazze’de yine terör estirdi. 29 Haziran’dan Ekim ayının sonuna kadar Gazze’de arka arkaya saldırılar düzenlendi. 150’den fazla Filistinli hayatını kaybetti.

İsrail, 2006’da da Gazze’yi hedef aldı, bomba yağdırdı. 400’den fazla Filistinli şehit oldu, 1.000’den fazlası yaralandı.

2006’da İsrail yine vahşiliğini gösterdi, tam bir ay Lübnan’ı bombaladı. Savaşta binlerce sivil öldü, Beyrut tanınmaz hale geldi.

İsrail’in Gazze’ye yönelik Aralık 2008 ve Ocak 2009 aylarında düzenlediği “Dökme Kurşun” adını verdiği saldırılarda ise 355’i çocuk, 100’ü kadın olmak üzere 1.400 kişi hayatını kaybetmiş, 5.400 Filistinli de yaralanmıştı.

Ve tarihler 31 Mayıs 2010’u gösterirken İsrail Gazze’ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine havadan helikopterlerle indirme yaptı. İsrail askerleri silah kullandı, barış gönüllüsü 10 yardım gönüllüsü şehit oldu. Saldırıda ayrıca 50 yardım gönüllüsü de yaralandı. Saldırı karşısında sadece Türkiye değil dünya şoke oldu.

8 Kasım 2012’de İsrail güçleri açtığı ateşle futbol oynayan 13 yaşında bir çocuğu öldürdü. Buna bağlı olarak başlayan olaylar sonrasında İsrail “Bulut Sütunu” adı verilen saldırılarını başlattı. Bu kez yarısından fazlası kadın ve çocuklar olmak üzere 167 Filistinli hayatını kaybetti, 1.200’den fazla Filistinli yaralandı.

2014 yılındaki “Koruyucu Hat” adı verilen ve 51 gün süren saldırılarda ise Gazze adeta enkaza dönüştürüldü. Bu saldırılar neticesinde 551’i çocuk 2.158 Filistinli hayatını kaybetti, 11.000’den fazla Filistinli yaralandı ve 60.000’den fazla Filistinli evsiz kaldı.

Tarih 2023, Siyonist Çete’nin katliamları soykırım halinde halen devam ediyor.

Her gün yeni bir zulüm, ölüm ve yıkım haberi geliyor. Bombalanan binaların, okulların, hastahanelerin enkazından çıkarılan Filistinli Müslümanların parçalanmış bedenleri, kolu bacağı kopmuş bebeklerin görüntüleri yürek yakıyor, vicdanları kanatıyor.

Bu yaşananların tümü; 20 ve 21. yüzyılda bilinen en uzun temizlik ve soykırım operasyonudur.

Bilanço mu?

Tüm insanlar…

Çünkü Filistinlilerle birlikte tüm insanlık da katlediliyor.

20.10.2023

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi