EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ’NDE HARPUT - 1
Evliya Çelebi’nin Seyahatnames’inde Palu ile ilgili bilgileri derleyerek siz değerli okuyucularımla paylaşmıştım.
Bu yazı dizimizde de Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde Harput ile ilgili bilgileri siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum.
Seyyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı’nın hazırladığı “Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesi” kitaplarının 1/1, 3/1, 3/2 ve 4/1 ciltlerinde Harput’tan bahsedilmektedir.
Harput ile ilgili bu bilgileri siz değerli okuyucularım için derlemeye çalıştım.
Evliya Çelebi, 1649 tarihinde Şam’dan Rum diyarına yaptığı seyahatinde Harput’a uğrar. Bu seyahati Arapgir - Harput - Palu güzergâhı olarak devam eder.
Harput’un İdari Yapısı
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Harput’un idari yapısını farklı yerlerde şu şekilde belirtir:
“Harput, Diyarbekir Eyaleti’nin dokuz sancağından biridir. Hâkimi ise mutasarrıftır.
Diyarbekir Eyaleti, Harput Sancağı’nın hâssı 219.999’dür.
Diyarbekir Eyaleti, Harput Sancağı’nın zeameti 7, tımarı ise 163’tür.”
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Harput’u şöyle anlatır:
Hüsn-i Ziyad Şehri, Harbid Beldesi Yani Harput Kalesi’nin Özellikleri
Harput İsmi
Harput ismi üzerindeki geçmişten günümüze kadar süre gelen tartışmalara Evliya Çelebi de girer.
“Mığdısî Tarihi’nin yazdığına göre Hazret-i Zekeriya zamanında ‘Buhtunnasr’ yapısıdır. Daha sonra Hazret-i İsa göklere yükseldiğinde İsa Peygamberin eşeği kalınca havarileri ve ümmetleri bu ‘İsa Eşeği’ni bu Harput çeragahına koyup ta Hazret-i Risalet-penâhın kutlu zamanlarında eşek hala hayatta olup bütün Mesih milletleri o eşeğe taptıklarından Acem dilinde bu şehre ‘Dar-ı Har-put’ dediler.
Başka bir görüşe göre yine Acem dilinde havarilere gölgelik olmuş bir dikenli söğüt ağacı var idi. Onun için “Har-bid” dediler. Başka bir görüşte ‘Harberid’ derler, yani diken getirici derler. Nicesi ‘Har-bürd’ derler. Kimileri ‘Har-bûd’ derler.
(…)
Sözün kısası her değişik dillerin lehçeleri üzere birer türlü isimlendirilme sebebi var, ama Osmanlıların eski Defterhanesinde ‘Hüsn-i Ziyad’ ülkesi yazıldığında sefer-i hümayûnlar olduğunda her vilayetin birer çeşit isimleri olup alaylarda ve büyük toplantılarda bir şehir halkı bulunmak istense Haleb şehri halkında ‘Ya ahad’ derler, buna oran derler. Bu ‘Ya ahad’ sesini Haleb halkı işitince onlar da ‘Ya ahad’ derler. Kalabalık seferlerde her kavim oranıyla bulunur. Sivas’a ‘Rum Rum’ çağırılır, Diyarbakır’a ‘Amid Amid’ oran çağırılır, ama bu Harput'a ‘Hüsn-i Ziyad’ çağırılır. Gerçekten de mahbub ve mahhubesi çok olduğundan ‘Hüsn-i Ziyad’ derler. Hakk daha fazla eyleye.”
Harput Sancağı
“Bu kale nice yüz melikten melike kalmıştır. Sonunda (…) tarihinde Sultan I. Selim Çaldıran savaşından sonra veziri Bıyıklı Vezir Mehmed Paşa’yı kumandan tayin edip Diyarbakır’ı (…) elinden aman ile fethettiğinde bu Harput Kalesi de itaat edip aman ile kaleyi teslim ettiler. Hala Diyarbekir eyaletinde sancakbeyi tahtıdır.
Beyinin hâssı (…) yük akçedir. Tımarı ve zeameti vardır. Alaybeyi, çeribaşı ve yüzbaşısı vardır. Sefer sırasında beyinin askeriyle tamamı 1.200 silahlı asker olur. 300 payesiyle kazadır. Tamamı (…) adet nahiye köyleri vardır. Bu nahiyelerden kadıya senede altı kese hâsıl olur. Sancakbeyine sancağında 20 kaza yerden 18.000 kuruş hâsıl olur. Müftüsü, nakibüleşrafı, sipah kethüdayeri, yeniçeri serdarı, şehir subaşısı ve muhtesibi vardır.”
Harput Kalesi
a) Harput [İç] Kalesi’nin Özellikleri
“İç kalesi göklere baş çekmiş bir acaip ve tuhaf yalçın kaya üzere dörtgen şeklinde uzunlamasına taş yapı bir sağlam ve dayanıklı hoy kaledir. (…) tarafına bakar bir kapısı var. Kale içinde toplam 1.000 kadar temiz toprak ile örtülü bakımlı haneleri var. Minaresiz eski bir camii var. Su sarnıçları ve tahıl ambarları buradadır. Dizdarı, kethüdası, mehterhanesi, (…) adet kale neferatları, yetecek kadar cephaneleri ve iyi şahî topları vardır. Bir kere Timur fethetmekte zorlanmış, dönüşünce kuşatmış, ancak aman ile sahip olmuştur. Gayet sağlam sarp kaledir. Gerçi havalesi şekilli yüksek dağları var, ama ondan zarar isabet etmez. Bu iç kale yalçın kaya üzerinde olduğundan çevresinde hendeği (…) ve fırdolayı bu iç kale kapısı önünde (…) hamamı, gayet suyu, havası ve yapısı hoş beğenilen bir hamamdır.
[Harput Kalesi], Cezire içinde imar olan kaleler[den biridir].”
b) Dış Kalenin Özellikleri
“Bu iç kaleye varoş yerleşim yeri olmuştur. Bu da eski zamanlarda sağlam bir kale imiş, ancak şimdi tamire ve bakıma muhtaçtır. Fırdolayı çevresi (…) adet adımdır. İki adet kapısı vardır, biri batı tarafa Dağ Kapısı, biri kıble tarafına Metris Kapısı’dır. Bu kale içinde cibis (alçı), kireç ve temiz toprak ile örtülü dış duvarları bakımlı ve şenlikli haneler vardır. Hepsinin pencereleri (…) tarafına bakar hoş evlerdir.”
devamı haftaya…
16.06.2023
Süleyman Yapıcı
Günışığı Gazetesi