EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ’NDE PALU - 1

Evliya Çelebi’nin Palu Kalesi’ne verdiği “Kahkaha Kalesi” ismini geçen üç yazımıza başlık yapmıştık.

Evliya Çelebi (1611-1685), 17. yüzyılın önde gelen seyyahlarından ve az sayıdaki 17. yüzyıl nesir yazarlarındandır. Elli yılı aşkın süreyle Avrupa, Batı Asya ve Mısır topraklarını gezmiş, gördüklerini de “Seyahatname” adlı 10 ciltlik eserinde toplamıştır.

Evliya Çelebi, 1630 yılından 1681 yılına kadar sürecek olan 50 yılı aşkın bir seyahat hayatı yaşadı. Gezdiği yerler arasında o zamanki Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yer alan hemen hemen bütün yerler vardı.

1649 ve 1655 tarihlerinde Doğu Anadolu Bölgesi, Irak ve İran seyahatlerinde Palu’ya iki defa uğramıştır.

Evliya Çelebi Palu’ya ilk geldiğinde Palu beyi, İbrahim Bey’dir.

İbrahim Bey, 1663 yılında vefat etmiş olup IV. Murat’la Bağdat seferine katılmıştır.

Seyyit Ali Kahraman ve Yücel Dağlı’nın hazırladığı “Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi Seyahatnamesikitaplarının 1/1, 2/2, 3/1, 4/1 ve 4/2 ciltlerinde Palu’dan bahsedilmektedir. 

Bu bilgileri siz değerli okuyucularım için derlemeye çalıştım.

Palu Hükûmeti

Evliya Çelebi, Diyarbekir Eyaleti’nin on dokuz sancak ve beş hükûmetten oluştuğunu ve bu sancaklardan sekizinin yurtluk ve ocaklık olduğunu belirtir.

Beş hükûmetten biri de Palu Hükûmeti’dir. Yavuz Sultan Selim Han kanunnamesine göre bu hükûmet sancaklarında tımar ve zeamet olmadığı, hâkimlerine (beylerine) mülkiyet üzere verildiği,  gelirleri her ne ise hâkimlerinin kullandığını anlatır. Yani tahrire tabi olmayacağı ve vergiden muaf olacağına dair ayrıca şu ifadeleri kullanmıştır:

Diyarbakır eyaletinde ‘mefrûzü'l-kalem ve maktûü'l-kadem’ olan beş adet hükûmetlerdir. (…), [Bunlardan] biri Palu hükumetidir. Bu hâkimlere Osmanlı padişahı tarafından emirler, yarlığlar ve fermanlar gelse bu hâkimlerin elkab ibaretlerinde ‘Cenab’ diye yazılır.

Asla atama ve azil [görevden alınma] kabul etmezler. Sayılan beylerin biri ölünce yeri oğullarına veya yakınlarına verilir. Eğer bu hâkimler çocuksuz ölürlerse hükûmetleri başkalarına verilir.

Bu beş adet hükûmet serbest beylerbeylik rütbesiyle hâkimlerdir. Ama yine Diyarbakır vezirlerinin kolunda sefere gitmeye memurlardır. Bu seferin başkomutan Diyarbakır veziridir. Altıncısı ise Palu hâkimidir.”

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde Palu’yu şöyle anlatır:

Sağlam Kahkaha Kalesi, Dayanıklı sur, Palu Kalesi'nin Özellikleri

“[Cemşid Bey] 1515 tarihinde [Yavuz Sultan] Selim Han veziri Bıyıklı Mehmed Paşa’ya [Palu] hâkimi [olarak] itaat etmiştir. Yine kendine mülkiyet üzere [Palu] vilayeti bağışlanmıştır. Hala Diyarbakır eyaletinde ebedi hükûmettir. Evlattan evlada mutasarrıf olurlar. Emirlerinde bunlara da ‘cenâb’ yazılır.

Eyaletin geliri kendilerine hass-ı hümayun olarak ayrılmıştır. Yönetimi altında tımar, zeamet, alaybeyi ve çeribaşı yoktur. Savaş sırasında [Palu] hâkimi 2.000 askerle sefere katılır.

Bütün askeri silahlı, cesur kavim, başı telli, alaca serbendli, şal û şepikli, pansadi, sıdisi ve hezarı mıhlı, poçikli, papuşlu, alaca sakallı acaip suratlı yiğit askerler ile sefer eder.

İstanbul tarafından 150 akçe [yevmiyeli kadısı olan bir] kazadır. Müftüsü, nakibüleşrafı, kethüdayeri, yeniçeri serdarı, dizdar ve neferatları yoktur, ama muhtesibi ve şehir voyvodası vardır.”

Palu Kalesi'nin Şekilleri

“Murat Nehri kenarında gerçekten de Kahkaha Kalesi’ne denk göklere baş çekmiş bir taş yapı küçük bir kaledir, ama bir taraftan havalesi olmadığından bir şekilde zafer mümkün değildir. Hatta Timur görüp asla ilgilenmeyerek geçmiştir.

Kale içinde İbrahim Bey’den başka askeriyle sakin olur hiçbir fert yoktur ve sakin olması da mümkün değildir. Zira her zaman kaleye çıkmakta zorluk çekerler.

Kale içinde bir cami, cephane, mahzenler ve su sarnıçları vardır. Murat Nehri’ne inen kayalar içinde gizlenmiş bir suyolu vardır. Bütün burçları ve bedenleri gayet dayanıklıdır ve (…) tarafına açılır bir sağlam demir kapısı var.”

Palu Varoşunun Anlatılması

“Murat Nehri kıyısında bin adet toprak ile örtülü bakımlı evleri vardır.

Palu’nun batısında Ergani ve Eğil birer konaktır. Kuzeyinde Harput bir menzildir. Kıblesinde Diyarbakır iki menzildir.”

devamı haftaya…

NOT: 22.05.2023 tarihli “KAHKAHA KALESİ-1” başlıklı yazımızdan sonra hayal ettiğimiz yerlere “Palu Kalesi” levhasının yanında “Palu Tarihi Köprüsü” ve “Karacimşitbey Türbesi” yön levhaları konulmuştur. Bu süreçte Palu Kültür ve dayanışma Başkanına, Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü idareci ve ekibine, ayrıca emeği geçenlerin tümüne teşekkür ediyorum.

Ancak “Karacimşitbey Türbesi” yön levhası eksik ve hatalı yazılmıştır. “Cemşid Bey Camii ve Türbesi” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir. Zira asıl olan ve ilk yapılan yapı camidir, türbe ise sonra ilave edilmiştir. “Kara” mahlasının yazılmasına gerek olmadığı kanaatindeyim.

02.06.2023

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi