KEBAN / GÜMÜŞ MADENİ; KAZADAN MADEN EMİNLİĞİNE,

MADEN EMİNLİĞİNDEN VİLAYETE - 1

İlimizde; kendi sınırları içerisinde çıkartılan ve işletilen maden cevherlerine binaen Keban ilçemiz “Gümüş Madeni”, Maden İlçesi ise “Bakır Madeni” isimleriyle anılmış, salname ve resmi kayıtlarda da bu isimler zikredilmiştir.  Her iki ilçemiz de yine barındırdıkları madenlerden ötürü “Maden-i Hümayun” olarak kayıtlara geçmiştir. Keban ilçemize ayrıca “Maden Emirliği” unvanı da verilmiştir.

Daha önce yayımlanan “Maden-i Hümayun” başlıklı yazımızla Maden ilçemizden ve bu ilçemizden çıkarılan bakır madenlerinden bahsetmiştik.

Bu yazı dizimizde de Keban yani Keban Madeni’nden bahsetmek istiyorum.

Metinlerde geçen “Maden” den kastedilenin Maden ilçemiz değil, Keban ilçemiz olduğu hatırlatmasını yaparak Osmanlı vilayet salnamelerinde Keban’ın yakın tarihi ve gümüş madeni, idari yapısı ve coğrafi konumu ile şu bilgiler verilmektedir.   

Gümüş Madeni / Keban Yakın Tarihi

“Bu kazaya Keban adının verilmesi kasabanın Taşbaşı Hanı bölgesine kadar olan iki buçuk saatlik mesafenin yolu çok çetin ve yalçın kayalar üzerine yapılmasından kaynaklanmaktadır. Başka bir nedene bağlanmaması gerekir.

Vilayet merkezinin Harput’a geçmesinden önce, Harput’la birlikte Diyarbekir, Halep, Urfa, Gümüşhane ve Yozgat’a varıncaya kadar bir büyük eyaletin idare merkezi idi.

Ne çare ki; eski olaylar hakkında bir kanaat elde etmek için yazılı belgeler elde edilememiştir.

Bu vilayete tayin olunan zevat Maden Nazırı unvanıyla atanırmış. 1730 tarihinde Maden Nazırı bulunan Bedri Ağa zamanında depremden dolayı yıkılan maden ocakları içerisinde kazazede olan işçilerin çoğu bölge halkının Kürtlerinden olduğu için Kürt aşireti reisleri buraya saldırarak Bedri Ağa’yı katletmişler ve madenin yetmiş kadar kal fırınlarını tahrip ederek yakmışlardır. Bu olaydan sonra maden yirmi sene kapalı kalmıştır.

Daha sonra buraya atanan Ispanakçı Mustafa Paşa halk arasında kabul görmeyince Palu kazasına çekilmiş ve oradan keleklerle nehir yoluyla Maden’e varmış ve burada madenin kal fırınlarını yeniden imar ve tamir ederek yedi sene maden nezaretinde başarılı görev yapmıştır.

Bu zat, 1758 tarihinde maden idaresini Ahmed Bey adında birine ihale ederek kendisi Diyarbekir valiliğine dönmüştür. Ahmed Bey on dört sene Maden Nezareti’nde bulunmuş ve vefatından sonra 1773 tarihinde Eğin Ağa adında biri maden emanetine tayin olmuş ve iki sene görev yaptıktan 1774 tarihinde vefat etmiştir. Vefatından sonra mirasını yazmak ve veresesini dağıtmak üzere görevlendirilen Yusuf Ziya Efendi görevlendirilmiş ve ilave olarak da maden eminliği görevi verilmiştir. Madenden yıllık 10.000 kıyye kadar saf gümüş ve o kadar da kurşun elde etmesi üzerine bu hizmetini takdir etmek için kendisine mükâfat olarak vezirlik rütbesi verilmiş iki sene sonra da sadrazamlığa terfi ettirilmiştir.

1789 tarihinde Osmanlı Devleti ile İran Devleti arasında meydana gelen olayda adı geçen şahıs kayınpederi olan Abdi Paşa’yı yerine vekil bırakarak Erzurum’a gitmiş ve olayın sonunda Bağdat valilik görevi verilmiştir. Ancak Bağdat’a gitmeyerek Palu kazasına geri dönerek kayınpederi Abdi Paşa’yı Erzurum valiliğine tayin ettirmiş ve kendisi de Maden’e geri dönerek Maden’de kalmayı tercih etmiştir. O esnada görülen lüzum üzerine Mısır’daki olayları çözmek üzere görevlendirilmiş ve iki sene Mısır’da görev yaptıktan sonra tekrar Maden’e geri dönmüş ve 1807 tarihine kadar burada kaldıktan sonra nezaret işlerini Kethüdası İzmirli Ahmed Paşa’ya devrederek kendisi İstanbul’a dönmüştür.

Yusuf Ziya Paşa Maden’de Nur-u Osmaniye Camii gibi gayet geniş, metin ve benzersiz bir camii ve bir kütüphane ve diğer eserler inşa ettirmiştir.

Ahmed Paşa dahi 1892 tarihine kadar senelik 4.000.-5.000 kıyye kadar saf gümüş ve bu kadar da kurşun üretimi temin ettiğinden dolayı kendisi görev değişimi olarak Trabzon ve Gümüşhane madenleri nezaretine taltif edilerek tayin edilmiştir. Bu görevine gitmek üzere iken Harput eşrafından Çötelizâde Memil Ağa ile aralarında çıkan ihtilafta Memil Ağa’yı katlettirmiştir. Eşya ve mallarına devlet tarafından el konularak kendisi Amasya’ya sürgün edilmiş, yerine Anadolu valiliği sıfatını taşıyan büyük Emir Ahur Mustafa Paşa tayin edilmiştir. 1892’de Maden’e gelmiş ve bir sene kadar nezaret etmiş ve öldürülmesiyle de yerine 1913 tarihinde İçelli Ahmed Paşa tayin olmuştur. Bir sene kadar görev yapan İçelli Ahmed Paşa Erzurum valiliğine tayin edilmiş ve 1914 tarihinde yerine Safranbolulu Salih Paşa atanmıştır. Bu zat da iki sene kadar gayet iyi görev yaptıktan sonra Emirü’l-Hacc memuriyetiyle Şam’a görevlendirilmiştir. Yerine eski sadrazamlardan Rauf Paşa atanmış ve iki sene sonra İran sefirliğine tayini nedeniyle yerine harem ağalarından Şakir Ağa atanmıştır.  

Salih Paşa üç sene kadar görev yapmış ve bu esnada Dersim eşkıyalarını ıslahı ve cezalandırılması için Ovacık’a gittiği sırada baş gösteren Rusya muharebesinde ordu serdarlığına tayin edilmiş ve yerine Trabzon hanedanından Kavuzoğlu Feyzullah Bey tayin edilmiştir. 

1829 tarihinde merhum Yusuf Ziya Paşa kölelerinden Osman Nuri Paşa üç sene kadar görev yaptıktan sonra Diyarbekir valiliğine atanmış ve yerine Harput eşrafından olup Diyarbekir valisi İbrahim Paşa tayin edilmiştir. Diyarbekir’den Harput’a gelişinde rahatsızlanarak vefat etmesinden dolayı yerine damadı İshak Paşa tayin edilmiş ve üç sene görev yaptıktan sonra Diyarbekir valiliğine atanmıştır.

1833 senesi sonunda Sivas, Diyarbekir ve Maden vilayetlerinin birleşmesiyle tayin edilen eski sadrazamlardan Reşit Paşa maiyetinde kırk tabur asker ile Malatya’ya gelip taburları Malatya’da bıraktıktan sonra kendisi ve çevresiyle birlikte Maden’e gelmiştir. Madenin imalatına hız vererek hasılatları kontrata bağlayıp başına mutasarrıf unvanıyla Köstendilli Muhammed Bey’i tayin ederek kendisi yine Malatya’ya dönmüş, orada bıraktığı askerlerle birlikte doğruca Harput’a gelmiştir. Keban, 1834 tarihinde vilayet merkezi ilan etmiştir.

İki sene sonra Muhammed Bey’in ayrılmasıyla yerine eski seraskerlerden Hafız Paşa’nın kardeşi Ahmed Bey yerine atanmıştır. Ahmed bey dört sene görev yaptıktan sonra sırasıyla yerine Köse Muhammed Paşa üç yıl, Harput eşrafından Süleyman Paşa dört yıl görev yapmıştır.

devam edecek…

[Detaylı bilgi için bknz.: Süleyman Yapıcı, Salnamelerde (Harput-Ma’muratül Aziz-El’aziz) Elazığ]

06.01.2023

Süleyman Yapıcı