HAZER KIL KIRMA KALBİN KİMSENİN CANINI İNCİTME

Alvarlı Efe Hazretleri’ne ait “İncitme” ilahisini Ender Doğan’dan dinliyorum.

İlahi; “Hazer kıl kırma kalbin kimsenin canını incitme” diye başlıyor.

Şiir de güzel, beste ve güfte de güzel, icra da güzel…

Mehmet Lütfi Budak, Hace Muhammed Lütfi Efendi veya halk arasında yaygın söylendiği şekliyle Alvarlı Efe Hazretleri, Erzurum'un Pasinler (Hasankale) ilçesine bağlı Kındığı (Altınbaşak) köyünden (1868-1956), imam, sufi ve şair…

Nakşibendi ve Kadiri tarikatlerinde şeyh…

İmamlık yaptığı yıllarda Ermeni mezaliminin artması üzerine ilerleyen yaşına rağmen köylülerden teşkil ettiği milis kuvvetleriyle savaşa iştirak eden bir mücahit…

Muhammed Lüfti Efendi, anadili Türkçenin yanında, şiir yazacak derecede Arapça, Farsça ve Kürtçe bilirdi.

Tasavvuf edebiyatı sahasında eserler vermiştir. Vefatından sonra şiirleri oğlu tarafından “Hulasat'ul Hakayık” adı altında kitaplaştırılmıştır.

Hazer kıl kırma kalbin kimsenin canını incitme” diye başlayan “İncitme” şiiri mükemmel bir şiir.

Hazer kıl kırma kalbin kimsenin cânını incitme

Esîr-i gurbet-i nalân olan insânı incitme

Tarîk-i aşkda bî-çâre-yi hicrânı incitme 

Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân'ı incitme

Felekde hâsılı insân isen bir cânı incitme

Günahkâr olma fahr-i âlem-i zî-şânı incitme

On bir bentten oluşan bu uzun şiir…

Şiirin tümünü okuduğunuz zaman bir Allah dostunun bizi ideal bir ruh ufkuna davet ettiğini bent bent, mısra mısra duyup yaşayacaksınız.

Şiiri okuduğunuz zaman kendinizi manevi bir atmosferde bulacaksınız. 

İncitme” şiiri, bize başlı başına bir “insan olma, insan kalma” yolunu, yordamını sunmaktadır. 

Hazer kıl kırma kalbin kimsenin canını incitme / Sakın ha, kimsenin kalbini kırma, canını incitme.

Şiir, “hazer kıl / sakın” emir kipiyle başlamasına rağmen “sakın kimseyi incitme!” nidası, yüreği titreyen bir dostun uyarısıdır adeta…

Felaketten sakındırmaya çalışan bir yüreğin muhabbet yüklü sesi,

Müşfik ve uyarıcı ikazı…

İncinmek; birinin herhangi bir davranışı yüzünden üzüntü duymak, gücenmek, kırılmak. Sızı gibi derinden hissedilen acının adı. İleri boyutu ise kırılmak.

İncitmek ise; kötü söz veya davranışla birini kırmak, üzmek…

İnsanın herhangi bir uzvu incindiğinde, insanın incinmesine göre daha kolay ve çabuk iyileşir.  İncinen yer birkaç gün ağrır, morarır ve şişer. Sonra yavaş, yavaş iyileşir.   

Ancak incinen ve kırılan gönül ise iyileşme ümidi çok az, süreci ise çok uzundur. Çünkü insanın gönlü sırça saraydır. Değil onu kırmak, incitmeye bile gelmez. O sırça saray bir kırıldı mı bir daha eskisi gibi olmaz.

İnsanın gönlü, en çok sevdiklerinden incinir, kırılır.

O gönül, sevgi bekler, anlayış bekler, ilgi bekler.

Tüm bunların sözler ile, davranışlar ile dile gelmesini umar, bekler.

Öyle ki insan, bazen bir sözden, bazen susuştan, bazen bir davranıştan, bazen bir dalgınlıktan, bazen bir dudak büküşten, bazen de bir asık surattan incinir.

Ama, illaki de en çok sevdiğinden incinir.

Siz siz olun sakın gönül incitmeyin.

Esîr-i gurbet-i nalân olan insânı incitme / Dünya gurbetinde esir olmuş inleyen insanı incitme.

Zaten bir ayrılık yurdu olan şu dünyaya esir olup kalmış insanı incitme.

Çünkü İnsan, bu dünya çölünde gurbettedir. Kendisine çizilen bir ömrün sınırları içinde burada yaşamaya mahkumdur, esirdir ve aynı zamanda da gariptir.

Bunca gariplikler içinde ayrıca bir imtihandan geçmektedir.

Bunca gariplikler içinde kıvranan bir kalbi bir de sen incitme…

Meşakkatli yolculuğunda çaresizce, hicran içinde çırpınan insana bir de sen küçük de olsa bir darbe vurma. 

Tarîk-i aşkda bî-çâre-yi hicrânı incitme / Aşk yolunda ayrılık acısı çeken zavallıyı incitme.

Gerçek sevgiliyi bulmak için nice badireler atlatan,

Ayrılık acısı çeken biçareyi/zavallıyı, perişan bir durumda olanı bir de sen incitme.

Çeşitli sahte sevdaların ağına düştüğü halde bunlardan kurtulmak için gayret gösteren,

Her seferinde de gayret gösterip, doğrulup yoluna revan olmaya çalışan bu insanı incitme.

Böyle bir insanı incitmen gönül ehlini incitmendir.

Sabır kıl her belâya hâne-yi Rahmân'ı incitme / Her türlü belaya sabret Allah'ın evi olan kalbi incitme.

Aşk yolunda karşılaşacağın her türlü zorluklara, belalara sabret,

Her türlü kötülüklere sabrederek katlan.

Çünkü gönül, “hâne-i Rahman”dır,

Bir bakıma “manevi kâbetullah”tır,

İnsan; eşref-i mahlukat, yani yaratılmışların en mükemmeli, kalbi ise “nazargâh-ı ilâhî”dir…

Kutsi hadiste “Ben yere göğe sığmam. Bir mümin kulumun kalbine sığarım” buyrulmaktadır.

Zira kim gönül kâbesini incitirse, zarar verirse, gerçekte onun sahibini incitmiş olur.

Onu incitmen hanenin asıl sahibine saygısızlık, nankörlük olur. 

Felekde hâsılı insân isen bir cânı incitme / Hâsılı, şu evrende bir insan olarak yaşıyorsan bir canı incitme.”

Kendini dünya yüzünde insanlardan bir insan görüyorsan bir canı incitme,

Günahkâr olma fahr-i âlem-i zî-şânı incitme / Ta ki günaha düşüp âlemlerin övüncü yüce Peygamber'i incitme."

Onu incitmek suretiyle Efendimizi de incitmiş oluyorsun, bundan sakın!

İnsan, asıl yurdundan dünya zindanına düşmüştür.

Dünya her ne kadar güzelliklerle dolu olsa da fena çehreli olduğu için kalp kırmaya, gönül incitmeye değmez. 

Elin çek meyl-i dünyâdan eğer âşık isen yâre 

Muhabbet câmını nûş et asıl Mansûr gibi dâre 

Misâfirsin felek bâğında bendin salma efkâre 

Düşersin bir belâya sabır kıl Mevlâ verir çâre 

Felekde hâsılı insân isen bir cânı incitme

Günahkâr olma fahr-i âlem-i zî-şânı incitme.”

Ve şiir bu şekilde devam edip gidiyor…

26.08.2022

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi