SOYKIRIM TARİHİ
Soykırım;
Aynı milletten, aynı soydan, aynı ırktan ve aynı dinden olan insanlardan meydana gelen bir topluluğu plânlı bir şekilde yok etme, ortadan kaldırma.
Soykırım uygulamalarında;
Bebekler, kadınlar, yaşlılar öldürüldü,
Masum insanları vahşice öldürüldü,
Hem de acı çekerek, ağlayarak, dehşete düşerek öldürüldüler.
Annesinin kucağından kopartılıp boğazlanarak, öldürülen bir bebeği,
Kurşuna dizilen bir delikanlıyı,
Tecavüz edilerek öldürülen bir geç kızı,
Mabede sığınan ve yakılarak öldürülen yaşlı dedeyi,
Bir cinnet hali içinde;
İnsafsızca, acımadan, utanmadan öldürdüler.
İktidarlarını, işledikleri cinayetleri ile ayakta tutmaya çalışan,
Beceriksiz yönetimlerin kurbanı idi onlar.
Hâlbuki onların çoğu kimseyi öldürmemişti.
Gelişen olaylardan habersiz ve masumdu onlar.
Soykırım;
Kanlı cinnet, bir vahşet ve utanılacak bir katliam biçimi.
İnsanlık tarihi bu utanılacak soykırım katliamları ile dolu.
1096–1270 yılları arasında Müslümanlara karşı düzenlenen Haçlı Seferleri sırasında;
Kadın, ihtiyar, çocuk denilmeden yüz binlerce müslüman öldürüldü.
Haçlı orduları gittikleri yerlerde mabetlere sığınan kadınları ve çocukları acımasızca kılıçtan geçirdiler.
“En büyük eğlencelerinden biri de rastladıkları Müslüman çocukları öldürmek, kızartmak ve yemekti.”
Kara Kurum’da 1205’te ilk Moğol Devletini kuran Cengiz Han, Doğu Türkistan, Çin Harezmşah Devleti, Batı Türkistan, Horasan, Mültan gibi devrin medeniyet merkezlerini tahrip ettirdi.
Buhara, Semerkand, Herat, Merv, Rey gibi birer kültür, sanat ve medeniyet abidesi olan şehirleri yağmalayıp, yıktırdı. Bölgedeki şehirlerin halkından milyonlarca müslümanı öldürterek soykırım uyguladı.
Kafkasya’ya, Rusya’ya ve Anadolu’ya yayılan Moğollar akla gelmedik işkence usulleri uygulayarak suçsuz insanların, kadın ve çocukların kanlarını zevk ve eğlence için döktüler.
Cengiz Hanın torunlarından olan Hülâgü de 1258’de Abbâsî Halîfeliğinin merkezi olan Bağdat’ı istilâ ederek yakıp yıktırdı. Başta halife olmak üzere 800.000 müslümanı öldürttü.
İslâm âlimlerinin yüzyıllar boyu emek vererek hazırladıkları, tek orijinal nüshası bulunan eserler de dâhil olmak üzere kütüphanelerdeki milyonlarca kitabı yaktırdı veya Dicle Nehrine attırdı. Şehirde bulunan tarihî eserleri yaktırıp, yıktırdı.
1492 yılında Kristof Kolomb’un Amerika’ya ayak bastığında nüfusu 8 milyon olan Arawaks yerlilerinin sayısı 22 yılda 28 bine indi.
Diğer katliam ve soykırımları bir kenara bırakın.
Avrupa’nın vahşileri, eşkıyaları, kanun kaçakları, Amerika’nın müstemlekeci beyazları.
İşte soykırım 7.972.000 Arawaks yerlisinin cesedi üzerine temeli atılan ve milyonlarca yerlinin cesedi üzerine kurulan özgür ve demokratik Amerika (!).
Türkler’in Ermenileri soykırımdan geçirdiğini iddia eden ve bu konuyu meclislerinden geçiren Fransa’nın tarihi, soykırımlarla anılmaktadır.
Fransızların Cezayirde 1830–1962 yılları arasında 1 milyon Cezayirliyi öldürerek sistematik bir şekilde soykırım uygulamaları hiçbir zaman hafızalardan silinmedi.
1788–1938 yılları arasında İngiltere Krallığı’nın Sömürge için gittiği Avustralya’da yerli halktan olan Aborjinler’in aralarına yaymış oldukları salgın hastalıklarla ve yemeklerine kattıkları zehirlerle 750 bin siyah derili Aborjin’den geriye sadece 31 bin kişi sağ kalabildi.
Almanların sömürge amacı ile işgal ettiği Güney Batı Afrika (Namimba)’da yaşlı, kadın, çocuk dinlemeden katlettikleri 132 bin yerliden geriye 15 bini sağ kalabildi.
Yine Almanların 1933–1945 yılları arasında Alman İmparatorluğunu kurmak ve mükemmel Alman ırkını yaratmak hedefiyle Çingenelerin yüzde 94’ü kısırlaştırıldı. 21 milyon etnik grup ve Yahudi ırkına mensup insanları topluca kurşuna dizerek, toplama kamplarında fırınlarda yakarak, gaz odalarında zehirleyerek soykırıma uğrattılar.
Sovyet Rusya’da Stalin’in 1934–1939 yılları arasında uygulamış olduğu soykırım uygulamalarında 13 milyon sürgün, 100 binlerce ölü.
Amerika ve İngilizlerin II. Dünya Savaşı’ndan sonra Almanların savaşı kaybetmesi ile Dresden kentine sığınan Alman göçmenlerinin üzerine 3 gün süreyle 3.900 ton tahrip gücü yüksek bomba ve 200 bin napalm bombası atılarak çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan 200 bin kişi katledildi.
Japonya’nın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine atılan ato bombaları sonucu 135 bin kişi katledildi.
Rumların Kıbrıs’ta ENOSİS’i gerçekleştirmek amacıyla EOKA adlı terör örgütü vasıtasıyla 1952 yılında 100 Türk’ü öldürerek 30 Türk köyünü yaktılar.
Yine aynı terör örgütü, 1963 yılında 500 Türk’ü öldürerek 130 Türk köyü yakıldı, 25 bin Türk evlerini terk etmek zorunda kaldı.
Mao’nun 1966–1969 yılları arasında 11 milyon asimilasyon, toplama kampları ve 100 binlerce ölü ve kayıp.
1923 yılında imzalanan Lozan anlaşmasından sonra Yunan hükümetinin tarafından sistemli olarak uygulanan etnik ve kültürel soykırım sonucu 400 bin Türk bölgeyi terk etmek zorunda kaldı.
1970–1989 yılları arasında Bulgar hükümeti tarafından uygulanan asimilasyon ve baskılar sonucu1000 Türk Belene topla kampına gönderildi, 360 bin Türk zorunlu olarak Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldı.
Yugoslavya 1995 Bosna-Hersek’te 15 bin ölü, 7500 kayıp, 45 bin mülteci.
Amerikalıların Irak’ta özellikle Felluce’de uyguladıkları soykırım, soykırımlar tarihinin son soykırımı olarak 1500 sivilin sokaklarda ve evlerinde öldürülüp çürümeye terk edildiği, 250 bin kişinin bölgeden sürüldüğü soykırım ‘Post Modern Soykırım’ olarak raporlara geçildi.
Ve Amerika dünyada soykırıma devam ediyor.
07.07.2005
Akif Eryaman (Süleyman Yapıcı)
Kardelen
Yeni Ufuk Gazetesi