HER GÜN AŞURA HER YER KERBELA

Tarihin kara sayfalarına yazılan günlerinden biri…

Ümmetin ve tüm insanlığın en acı günlerinden biri…

Yer Kerbela.

Günlerden Aşura, aylardan Muharrem...

Yer Kerbela...

Günlerden Aşura, aylardan Muharrem...

Ya şimdi…

Her gün Aşura her yer Kerbela….

Tarih tekerrür ediyor düşüncesinin belki de geçerli olmadığı tek olay “Kerbelakıyamıdır.

Çünkü Kerbela ve Aşura hiç tarih olmadı ki, hep yaşadı ve hep canlı kaldı. Tarihin her sayfası buna şahittir. Bu günümüzün şahit olduğu olayların gelecekte tarih olarak yazılması gibi…

 Evet, bir Aşura daha yaşandı hem Kerbela’da, hem Kazimeyn’de, Bugün de Keşmir’de, Türkistan’da, Irak’ta, Myanmar’da, Suriye’de ve her gün Filistin’de yaşandığı gibi.

Geçmişte yapılan bu katliamın perde arkası tahlilleri yapıla dursun, müsebbipleri hakkında tahminler yürütülsün. Ancak gerçek unutulmamalıdır. Asırlar önce Hz. Hüseyin’i şehit ederek “Tevhidi” düşünceyi yok etmek isteyen Firavuni zihniyet ve yandaşları ile bu zihniyetin sembolü olan ABD ve yandaşlarının bu Aşura’yı yaşattıkları inkâr edilemez bir gerçektir. Tevhid meşalesi yandığı müddetçe ve bunu söndürmek isteyen zihniyet var olduğu müddetçe “Her Gün Aşura Her Yer Kerbela” olacaktır.

Bugünlerde kulaklarımız bir kez daha Hüseyin ve Zeynep adıyla, Kerbelâ ve Âşurâ yâdıyla çınlıyor. Bir kez daha hüzünleniyor kalplerimiz; bir kez daha boşanıyor gözlerimizden gözyaşlarımız.

Niçin her gün Aşura ve her yer Kerbala? Geçmişle günümüzü kasaca kıyaslayacak olursak Kerbela olayında işlenen cinayetlerin bugünde işlendiğini görmekteyiz.

1. Çocukların, süt emen bebeklerin bile aç ve susuz bırakılması, korkutulması, hatta öldürülmeleri.

2. İçinde kadın, yaşlı, hasta ve çocukların bulunduğu evlerinin uyarılmadan yakılması, yıkılması ve bombalanması.

3. Kur'an kari’lerinin (İslam âlimlerinin) ve salih müminlerin öldürülmesi.

4. İnsanın en basit tabii hakları sayılan ibadet ve namaza engel olunması. Camilerin ve kutsal mekânların hayâsızca çiğnenmesi, yakılması, yıkılması.

5. Yakınlarının gözleri önünde şehitlerimizin naaşlarının ayaklar altına alınması ve parçalatılması. 

6. Kendini savunamayan aciz insanlara hatta hastalara bile acınmaması, dövülmesi ve zincirlere vurulması, hapsedilmesi, her türlü işkencelere maruz bırakılmaları.

7. İslami değerlerle alay edilmesi.

Geçmişte olduğu gibi Müslüman halk, korku, fesat ve dünyevileşmenin pençesinde halsiz, ruhsuz ve hissiz bir şekilde olup biteni seyrediyor.

Batıl ve cahiliyet bütün çıplaklığıyla İslam'ın karşısına dikilmişken tek çare ümmeti uyandıracak bir feryattı. Öyle bir feryat ki, ümmeti uykusundan uyandırıp, dinine sahip çıkma gayretine düşürsün ve zalimlerin çirkin çehresini en güzel şekilde açığa vursun.

Şehitlerin efendisi olan Hz. Hüseyin’in haykırdığı şekilde haykırsın:

Biliniz ki ben ölümü saadet olarak bilmekteyim Zalimlerle bir arada yaşamak ise benim için bir alçaklıktır . Zillete boyun eğenlere yazıklar olsun.

 

15.02.2005

Süleyman Yapıcı

Devran

Yeni Ufuk Gazetesi