AHLAK VE GÜNÜMÜZ MEDYASI
Basın için özgürlük ilk ve kaçınılmaz şarttır. Basın ahlakı, basın özgürlüğünü koruyabilmesi ve sürdürebilmesi için var olması gereken bir ahlak anlayışıdır.
Dördüncü kuvvet diye kabul edilen hatta bazı zaman ve zeminlerde birinci kuvvet olan medya gücünü; demokrasi, hukuk devleti, kişi hak ve hürriyetleri ve toplum yararına kullanılması gerekmektedir.
Bu gücün su istimal edilmesi ve kötü amaçlarla kullanılmasının önüne geçilmesi gerekmektedir. Bu nedenle basın kendi içinde çeşitli mesleki ilkeler oluşturarak, mensuplarının bu ilkelere uymasını sağlamaya çalışmıştır.
İşte basın ahlakı ile ilgili kurallardan bir kaçı;
1. Yayınlarda hiç kimse; ırkı, cinsiyeti, yaşı, sağlığı, bedensel özrü, sosyal düzeyi ve dini inançları nedeniyle kınanamaz, aşağılanamaz
2. Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz
3. Kamusal bir görev olan gazetecilik, ahlaka aykırı özel amaç ve çıkarlara alet edilemez.
4. Soruşturulması gazetecilik olanakları içinde bulunan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olmaksızın yayınlanamaz.
5. Suçlu olduğu yargı kararıyla belirlenmedikçe hiç kimse "suçlu" ilan edilemez.
6. Yayıncılığın, gerek yayın organı, gerekse hisse sahipleri ve üçüncü derece dâhil olmak üzere üçüncü dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları veya bir başka gerçek veya tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmaz.
Basın mesleğinde çalışan kişiler, önce kendilerine daha sonra da halka karşı sorumluluk taşıyan ve kendi vicdanlarının sesini dinleyen, medya mensupları olarak karşımıza çıkmaktadır. Çünkü bir sistem ne kadar mükemmel olursa olsun, sistemi işletecek olan yine insandır.
Yukarıda sadece birkaç maddesini aldığımız basın ahlakının temelini doğru habercilik oluşturur. Bu nedenle, bir gazeteci haber yazarken, çok düşünmeli ve kendisine iletilen haberlerin doğruluk derecesini çeşitli kaynaklardan araştırarak yazmalıdır. Masa başı ve asparagas haberlerden kaçınmalıdır. Eğer yanlış haber yazmış ise; bir düzeltme ile bunu yayınlamaktan kaçınmamalıdır.
Basın mensubu olan kişi, her şeyden önce hak ve hakikate sıkı sıkıya bağlı bir kimsedir. Okuyucuyu yanlış bilgilendirecek haberlerden kaçınır. İnsanlara olan sorumluluk duygusu ve vicdanı onun için en iyi yol göstericidir. Ayrıca iyi bir basın mensubundan beklenen; meslek gizliliğini koruması ve haberin kaynağını açıklamamasıdır.
Günümüz medyasının kendine ait ahlaki kurallara ne kadar uyduğu ve uyguladığı tartışılır. Günümüz medyasında meslek ahlakı açısından en çok tartışılan konuların başında, kişilerin özel yaşam alanlarına müdahale edilmesi gelmektedir. Çoğu zaman kamunun bilgilendirilmesi adına kişilerin özel yaşamlarının gizliliği ilkesi ihlal edilmektedir.
Magazin, dedikodu, söylenti, kişilerin özel hayatı ve aile mahremiyeti göz ardı edilerek sansasyonel haber ya da magazin haberciliği uğruna insanların kişilik haklarına rahatlıkla saldırıldığı görülmektedir. Magazin basınında yaşanan ahlaki sorunlar genel olarak kişi haklarına saldırı ve özel yaşama müdahale şeklinde kendini göstermektedir.
Şantaj yoluyla reklâm alan ve kendisine çıkar sağlayan medya mensupları ise bu mesleğin yüz karasıdırlar.
Medya kuruluşlarının reklâm verenlerin baskısıyla karşı karşıya kalmaları gerçeğini basın özgürlüğü açısından değerlendirebileceğimiz gibi, ahlaki açıdan da sorgulayabiliriz. Reklâm gelirlerini yitirmek istemeyen bir dergi, radyo, gazete ya da televizyon, büyük şirketlerin içeriğe ilişkin taleplerine boyun eğmeye başladığı andan itibaren okuyucusuna/dinleyicisine/izleyicisine karşı dürüstlüğünden de ödün vermeye başlamaktadır.
Haberlerin, reklâm verenlerin çıkarları doğrultusunda hazırlanması, okurların/dinleyicilerin/izleyicilerin doğru haber alma hakkını yok eden bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır.
Özellikle haberlerde kişileri eleştiri sınırları ötesinde küçük düşüren, aşağılayan ifadelere yer verilmektedir. Medyanın haberde yer alan kişilere ilişkin suçlamaları aktarırken bazı ahlaki yükümlülükleri yerine getirmesi gerekmektedir.
Günümüz medya patronları, medya dışı sektörlerde önemli çıkarları bulunan iş adamlarıdır. Bunlar sahip oldukları medya kuruluşlarını, başka alanlardaki özel çıkarlarını korumak ve geliştirmek amacıyla bir silah olarak kullanabilmektedir.
Meslek ahlakı açısından olumsuzluk arz eden konular arsında paralı habercilik de yer almaktadır. Paralı habercilik ile birlikte haber para ile alınıp satılabilen bir meta haline getirilmiştir. Bu tür haberler özellikle siyasi seçimlerde ve diğer seçimlerde kendini göstermektedir.
08.03.2005
Süleyman Yapıcı
Devran
Yeni Ufuk Gazetesi