TEFEKKÜR, AKLIN SADAKASIDIR
Tefekkür; fikretme, düşünme, kafa yorma. Fikri harekete geçirme.
Tefekkür, içerdiği anlam itibariyle sıradan bir düşünme değil;
Allah'ı tanımayı sonuç verecek şekilde düşünme,
Allah’u Teâlâ’nın sıfatlarını ve nimetlerini düşünme,
İbret alacak ve faydalanacak şekilde derin düşünmedir.
Çünkü “düşünce” kavramı, özünde insan için en üst düzeyde ve soyut düzlemde gerçekleştirilen zihnî bir faaliyeti anlatır.
İslâm’ın insandan istediği tefekkür ise; kişiyi Allah Teâlâ’nın varlığını, birliğini, sonsuz kudret ve azametini, merhamet ve hikmetini idrake (eserden müessire) götüren tefekkürdür.
Tefekkür; çevrede olan her şeye anlamlar yüklemek ve açıklama getirmektir.
Tefekkür; yaratıklar arasında insana mahsus ve insanı diğer varlıklardan farklı kılan ayırıcı bir özelliktir.
Tefekkür; Kur’an-ı Kerim’in çeşitli kelimelerle ifade ettiği ve çok sayıda ayette teşvikte bulunduğu düşünme eylemidir, insani bir çabadır.
Kur’an’da birçok ayette, akıl erdiren, düşünen, bilen insanlar için ibretler vardır denmekte ve tefekkür anlamını ifade eden;
Tefekkür kelimesi, birçok kelime ve cümlede kullanılmıştır:
“Allah size ayetleri böyle açıklar ki düşünesiniz.
İşte düşünüp anlayasınız diye Allah size ayetleri açıklar.
Göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler
De ki: Kör ile gören hiç bir olur mu? Hiç düşünmez misiniz?
Kıssayı anlat; belki düşünürler.
Düşünmediler mi ki.
İşte iyi düşünecek kavimler için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.
Şüphesiz bütün bunlarda düşünen bir toplum için ibretler vardır.
Düşünüp anlasınlar diye sana da bu Kur’an’ı indirdik.
Allah’ın, gökleri, yeri ve ikisinin arasında bulunanları ancak hak olarak ve muayyen bir süre için yarattığını hiç düşünmediler mi?
Allah’a yönelin ve düşünün!
Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.”
Peygamberimiz (s.a.v.) de; “Allah’ın yarattıkları üzerinde tefekkür edin”. “Tefekkür gibi ibadet yoktur”. “Tefekkür, sana iyi ve kötü fiillerini gösteren bir aynadır” buyurmuştur.
Tefekkür etmek aslında insanların aklının kavrayamadığı ilahî sır ve hikmetler karşısında şaşırmasıdır.
Zira Tefekkür, iman anahtarlarından biridir.
Tefekkür; insan kendi yaratılışına bakarak Allah'ı düşünmesi, O'na şükretmesidir.
Tefekkür; Allah'ın mahlûklarındaki güzellik ve faydaları düşünmesidir.
Tefekkür; bitkilerin, meyvelerin yaratılışını düşünmek ve şükretmektir.
Tefekkür; kâinatın, dünyanın, yıldızların, gezegenlerin bir ahenk içinde oluşunu düşünmektir.
Tefekkür; Allah'ın nimetlerini ve ihsanlarını düşünmektir.
Tefekkür; herhangi bir konuda, geniş, derin ve sistemli düşünmektir.
Tefekkür; varlıkların, kâinatın ve olayların hakikatini anlamaya çalışmaktır.
Tefekkür; Allah Teâlâ’nın eşyadaki tecellilerini okumak ve onlardaki hikmetleri anlamaya gayret göstermektir.
Tefekkür; adeta varlıklar ile konuşmak ve her gördüğüne yüce Allah’tan haber sormaktır.
Tefekkür; olmayan bir şeyi hayal etmek değil, varlıklardaki manayı görmektir.
Tefekkür; kalp gözüyle varlıklara bakmak ve onlarda yazılı İlâhî ibretleri okumaktır.
Tefekkür; insanı Allah’a inanmaya, O’nun emir ve yasaklarına tabi olmaya sevk eden yoldur.
Tefekkür; günahlarını, mahlûkatı ve kendini düşünmek Allah Teâlâ’nın yarattığı şeylerden ibret almaktır.
Tefekkür; varlıklara bakarak Allah’ı görmektir.
Tefekkür; bir ibadettir, ibadetin özüdür, tekâmülün öncüsüdür, aklın filtresidir, bilginin kaynağıdır, geleceğin inşasıdır, ahiretin mutluluk anahtarıdır.
Hasan-ı Basri’ye göre tefekkür; “kalbin kandilidir, o giderse kalp için ışık yok demektir.”
Necip Fazıl Kısakürek’e göre; “Hikmet taşımayan söz gevezelik, tefekkür bulunmayan sükût gaflettir.”
Bediüzzaman Said Nursi’ye göre tefekkür; “gaflet hastalığından kurtuluş reçetesinde birinci sırada yer alır.”
İbrahim bin Edhem'e göre tefekkür; “aklın sadakasıdır.”
Muhammed b. Hamid et-Tirmizî’ye göre tefekkür beş çeşittir:
“1. Allah Teâlâ’nın yarattığı şeylere bakıp, O’nun yüceliğini düşünmek. Bundan marifet yani Rabbini tanımak hâsıl olur.
2. Allah Teâlâ’nın nimetlerini ve ihsanlarını düşünmek. Bundan muhabbet hâsıl olur.
3. Allah Teâlâ’nın vaad ettiği nimetleri ve mükâfatları düşünmek. Bundan ibadete karşı rağbet ve ibadet yapma şevki hâsıl olur.
4. Allah Teâlâ’nın azabını düşünmek. Böyle tefekkür eden kimse, Allah’a isyan etmekten sakınır.
5. Allah Teâlâ’nın verdiği nimetler ve ihsanlar yanında, nefsin kötülüklerini düşünmek. Bundan da, geçmiş günahları hatırlayarak Allah’a karşı hayâ, utanma hâsıl olur.”
Seyyid Şerif Cürcanî’nin tarifiyle yazımızı sonlandıralım:
“Tefekkür; kalbin, varlığın talep edilen manalarını idrak edebilmek için tasarrufudur; kalbin kendisiyle hayrı ve şerri, fayda ve zararı gördüğü kandilidir. Kendisinde tefekkür bulunmayan kalp, yolunu kaybetmiş, şaşırmış bir şekilde karanlıklar içinde kalır.”
01.06.2020
Süleyman Yapıcı
Günışığı Gazetesi