TÖVBE; ALLAH İLE YAPILAN AHDİN TAZELENMESİDİR

Bezm-i elestte yani ruhlar âleminde Allah ile bir ahidleşmemiz vardı.

Cenab-ı Hak ruhlarımızı yarattığında “elestü bi rabbiküm/ben sizin Rabbiniz değil miyim?” diye sormuş ve ruhlarımız; “kalu belâ şehidna/ evet, (Rabbimizsin), şâhid olduk” demişlerdi.

“(İşte bu şahidlendirme) kıyamet günü ‘bizim bundan haberimiz yoktu’ dememeniz içindi.

Allah’la insanlar arasında meydana gelen bu sözleşme A’raf suresinin 172. ayetinde anlatılmaktadır.

Yine Kur’an-ı Kerîm’in çeşitli ayetlerinde Cenab-ı Hakk’ın Hz. Âdem’den, Âdemoğullarından, çeşitli peygamberlerin ümmetlerinden “Hak yoldan sapmayacakları” konusunda söz aldığı ve onlarla bir nevi antlaşma akdettiği belirtilmektedir.

Biz kul olarak bu ahdimizi zaman zaman bozduk, sözümüzde durmadık,

İsyan ettik,

Günah işledik.

Kur’an ve hadislerde Allah’la yaptığımız bu ahidleşme bize devamlı olarak hatırlatılmış ve bu ahidleşmenin yenilenmesi bizden istenmiştir.

Allah’la kul arasındaki ahid ilişkisi Kur’an’a göre güven, sevgi ve dostluk esasına dayanmaktadır. Biz kul olarak işlediğimiz kötülüklerle, günahlarla Allah ile aramızdaki ahdi, Allah ile iman arasındaki bu bağı zedeledik, her zaman vaadini ve ahdini yerine getiren yüce yaratıcıdan uzaklaştık.

Allah, bizden bu ahdimizi tazelememizi istemektedir.

Bu ahid nasıl tazelenir?

İşte bunun anahtarı tövbedir.

Yolu ise tövbeden ve istiğfardan geçmektedir.

Tövbe; bezm-i elestte Allah ile kul arasında verilen sözün hatırlanması, yapılan ahdin tazelenmesidir.

 Tövbe; her insanın fıtrat çizgisine dönmesi ve onu korumasıdır.

Onun için tövbe; imanın bir tezahürüdür.

Tövbe; Allah’tan uzaklaşmaya son verme çabasıdır.

Tövbe; insanın yaratıcısına karşı işleyebileceği en büyük günah olan şirk ve inkârdan başlayarak en küçük hataya kadar Allah’tan uzaklaştıracak bütün davranışların terkedilmesidir.

Tövbe; ruhun Allah’a açılışını ve yücelişini hedefleyen duadır.

Tövbe; pişmanlık duyup Allah’a dönme ve samimiyet duyguları içinde iyi davranışlarda bulunmaktır.

Tövbe; nefsini kirlerden arındırma çabasıdır.

Tövbe; kalbin bütün kötülüklerden nefret edip pişmanlık duymasıdır.

Tövbe; kul ile Allah arasında cereyan eden manevi bir haldir.

Tövbe;  Allah ile mümin arasındaki dostluğun devamını sağlayan bir vasıtadır.

Tövbe; kulun Allah’a bir karış yaklaşmasına Allah’ın bir arşın yaklaşması; bir arşın yaklaşmasına Allah’ın bir kulaç yaklaşması; Allah’a yürüyerek gitmesine Allah’ın koşarak gelmesidir.

Tövbe; günahlara nedamettir, pişmanlık duymaktır; günahları terk etmektir, tekrar işlememektir; iyi amel işlemek suretiyle geçmişteki hataları telâfi etmektir; kul hakkından helallik istemektir.

Tövbe; bir daha dönmemek üzere günahı terk etmektir.

Tövbe; kalbi gafletten uyandırarak onu takva ile ihya etmektir.

Tövbe;  ölüm gelmeden evvel, Allah’a dönmek, O’nun emir ve nehiylerine can-ı gönülden teslim olmaktır.

Peygamberimiz (s.a.v.)’in ifadesiyle;

“Her insan birçok hata yapabilir. Fakat hata yapanların en hayırlısı, çokça tövbe edenlerdir.” 

Tövbe; kulun rabbini sevindirmesidir.

Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

Allah Teâlâ’nın mümin kulunun tövbesinden duyduğu sevinç tasvir edeceğim şu kişinin sevincinden çok daha fazladır:

Adam tek başına tehlikeli bir yolda yiyeceğini ve içeceğini taşıyan bineğiyle yolculuk yapmaktadır. Bir yerde durup dinlenirken kısa bir süre uyur. Uyanınca bineğinin ortadan kaybolduğunu görür. Uzun zaman ararsa da bulamaz. Bu sırada aşırı derecede bunalmış ve susamıştır. Nihayet, ‘Dinlendiğim yere gideyim de orada öleyim’ der. Bu yerde kısa bir ara uykuya dalıp uyanınca bineğini karşısında görür. O kadar sevinir ki;

- ‘Allahım! Sen benim rabbim, ben de senin kulunum’ diyecek yerde, ‘Sen benim kulum, ben de senin rabbinim!’ der.

Yine peygamberimizin bağışlanması için yaptığı iki duayla yazımıza son verelim.

Allah’ım sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin beni de affet.

Allah’ım! Ben kendime çok zulmettim. Günahları bağışlayacak ise yalnız sensin. Öyleyse tükenmez lütfunla beni bağışla, bana merhamet et. Çünkü affı sonsuz, merhameti nihayetsiz olan yalnız sensin. 

27.04.2020

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi