MELÛL MAHZUN RAMAZAN’A GİRERKEN

Kur’an’da adı geçen ve değerine vurgu yapılan yegâne ay olan Ramazan’a bu yıl melûl mahzun giriyoruz. Kısmet olursa 24 Nisan Cuma günü bu mübarek ayın ilk gününü idrak edeceğiz.

Orucun farz kılındığı, Ramazan’ın insanlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayıran Kur’an’ın indirildiği ay olan Kur’an ayı Ramazan’a bu yıl üzgün giriyoruz.

Bu aya ulaşanların oruç tutmakla mükellef olduğu/emredildiği oruç ayı Ramazan’a bu yıl duygulu giriyoruz.

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş ayı olan Ramazan’a bu yıl melûl mahzun giriyoruz.

Mübarek bir ay olan Ramazan’a bu yıl boynu bükük giriyoruz.

İçinde bin aydan daha hayırlı bir gece olan Kadir gecesini bağrında barındıran, inanarak ve karşılığı Allah’tan umarak bu geceyi ihya edenlerin geçmiş günahlarının bağışlandığı af ve mağfiret ayı Ramazan’a bu yıl üzüntülü giriyoruz.

Allah’ın oruç tutmayı farz kıldığı ve gecesini de nafile ibadetlerle değerlendirmemizi istediği şehr-i Ramazan’a bu yıl hüzünlü giriyoruz.

Sabır, hayır, iyilik ve mü’minlerin rızkının arttığı mükerrem Ramazan ayına bu yıl eli boş giriyoruz.

Bir oruçluyu iftar ettirilmesi karşılığında günahlarının affedildiği, cehennem ateşinden kurtuluşuna vesile olunduğu mübarek Ramazan ayına bu yıl ağlamaklı giriyoruz.

Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapandığı, şeytan ve şeytani heveslerin bağlandığı mağfiret ayı Ramazan’a üzgün giriyoruz.

Cebrail’in Hz. Peygamberle Kur’an’ı Müzakere ettiği Kur’an ayı Ramazan’a bu yıl camilerimizde suskun giriyoruz.

Hayırda rahmet yüklü rüzgârlardan daha cömert ay olan Ramazan’a bu yıl yoksul giriyoruz.

Allah’a inanarak ve karşılığını Allah’tan bekleyerek tutacağımız oruçla geçmiş günahlarımızın bağışlanacağı mağfiret ayı Ramazan’a bu yıl kederli giriyoruz.

Bizi günahlardan koruyan bir kalkan olan “ben oruçluyum” diyebilenlerin ayı Ramazan’a bu yıl gamlı giriyoruz.

Oruçlunun ağız kokusunun Allah nezdinde misk kokusundan daha hoş olduğu rayihadâr Ramazan’a bu yıl kokusuz giriyoruz.

Sadece oruçluların Cennet’e gireceği Reyyan kapısının açık olduğu, ama Allah’ın evi olan mescid ve camilerin kapalı olduğu, mescid ve camilerimizde beş vakit, Cuma, teravih ve bayram namazlarının kılınmadığı, Kur’an’ın okunmadığı, tilavet ve zikirlerin yapılmadığı rahmet ayı Ramazan’a bu yıl gamlı, kederli ve hüzünlü giriyoruz.

Yemesini, içmesini, şehvetini Allah için terk edenlerin ve karşılığını sadece Allah’tan bekleyenlerin umut ayı Ramazan’a bu yıl sıkıntılı giriyoruz.

Âdemoğlunun her amelinin kendisi için olduğu, orucun ise sadece Allah için olduğu ve mükâfatının da sadece Allah tarafından verileceği Ramazan ayına bu yıl acıklı giriyoruz.

Bedenin zekâtı, sabrın yarısı olan oruç ayı Ramazan’a bu yıl tükenmiş olarak giriyoruz.

Oruçlunun iftar ettiğinde ve Rabbiyle karşılaştığındaki sevinç zamanın yaşandığı sevinç ayı Ramazan’a bu yıl buruk giriyoruz.

Allah’ım senin rızan için oruç tuttum ve senin rızkınla orucumu açtım” ve “Allah’ım sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin beni de affet” duaların arşa yükseleceği Ramazan ayına bu yıl boynu bükük giriyoruz.

Açlık ve susuzluğun etkisiyle insanın içinin yandığı, orucun hararetiyle günahların yakıldığı, güz yağmurlarının yeryüzünü yıkadığı gibi ramazan orucunun da müminleri günahlardan yıkayıp temizlediği Ramazan ayına bu yıl garip giriyoruz. 

Sabır, ibadet, merhamet, mağfiret, bereket ve cömertlik ayına bu yıl elimiz boş giriyoruz.    

Yerelde yaşadığımız deprem felaketi, ulusal ve dünya çapında yaşadığımız salgın hastalık felaketi ile birlikte Ramazan ayına elemli ve kederli giriyoruz.

Mabetlerimiz boş, mahzun ve öksüz kalmış bir halde on bir ayın sultanı olan Ramazan’a bu yıl mahzunâne giriyoruz.

İnsanlarımız acılı,

İnsanlarımız sıkıntılı,

İnsanlarımız aç ve açıkta,

İnsanlarımız evlerinde adeta mahkûm,

İnsanlarımız işsiz, güçsüz,

Özellikle günübirlik kazanan esnaf, usta, kalfa, işçi, gündelikçi perişan,

İnsanlarımız yardıma muhtaç.

Her kim bir oruçluyu iftar ettirirse, onun sevabı kadar sevap alacağı; yanında oruçluların iftar ettiği, yemeğini iyilerin yediği kişilerin üzerine meleklerin indiği; zekât ve fıtır sadakalarıyla yoksul ve fakirlerin sevindirildiği; cömertliğin doruk noktasına ulaştığı bolluk, bereket ve cömertlik ayı olan Ramazan ayını bu yıl sosyal yardımlaş ayı yapalım.

Evet, bu yıl melûl mahzun girdiğimiz Ramazan ayını;

Sosyal yardımlaşma ayına,

Bereket ve bolluk ayına,

Cömertlik ayına,

İyilik ve iyilikseverlik ayına çevirelim.

İnsanlarımızı sevindirelim.

Kamuda devlet ve devletin yetkili kurumları olarak,

Yerelde belediyeler olarak,

Genelde sivil toplum örgütleri olarak,

Özelde ise zenginlerimiz olarak,

Hep birlikte, hep beraber yardımlarımızla, sadakalarımızla, zekâtlarımızla, fıtır sadakalarımızla melûl mahzun girdiğimiz bu Ramazan ayını bereket, bolluk, cömertlik, yardımlaşma, dayanışma, iyilik, neşe ve huzur ayı yapalım.

Geleceğimiz için emeğimizi, ekmeğimizi, umudumuzu hep birlikte paylaşalım.  

Ellerin semaya, dillerin duaya gönüllerin Mevla'ya yöneldiği mübarek Ramazan Ayı'nın hayırlara vesile olmasını cenabı Hakk’tan niyaz ederim.

Melul mahzun karşılasak da (girsek de) hoşgeldin ya Şehr-i Ramazan…

20.04.2020

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi