O, SEVİLEN BİR ÖĞRETMENDİ

Öğretmenlik, kutsal bir meslektir. Bu kudsiyet Cenab-ı Hakk’ın “Rabb” isminde tecelli etmiştir.

Rabb sıfatı ile en büyük öğretmen, Hz. Allah (c.c.)’tır.

Allah Âdem'e bütün isimleri, öğretti…[Bakara:31]

Rabbim beni terbiye etti, terbiyemi de güzel kıldı.

Rabb kelimesi; “mâlik, sahip, efendi, mürebbi, düzene koyan, nimet veren, yetiştiren, ilim ve edeb öğreten, ahlakı yücelten...” gibi manalara gelmektedir.

Rabb; varlık âlemini yaratan, terbiye eden, maddi ve manevi kemâle götüren biricik varlık demektir. Dolayısıyla Rab, çok terbiye eden, çok eğiten anlamlarına da gelir.

Hz. Âdem’den itibaren tüm peygamberler, toplumların ilk öğretmenleri olmuştur.

Özellikle ben ancak muallim olarak gönderildim" diyerek öğretmenlik alanında da çağları aşan Hz. Peygamber (s.a.v.), vahiyle donanmış, hikmetle bezenmiş bilge bir muallimdir/öğretmendir.

O, en sevilen bir öğretmendi.

Hiç kimseden vazgeçmedi; ümitle, azimle çalıştı, bıkmadı, usanmadı.

Maaşı, ders ücreti, makamı, sigortası ve Allah'tan başka koruyucusu yoktu; hiç kimseden ücret istemedi.

Asla şikâyet etmedi, sızlanmadı, ümitsizliğe kapılmadı.

23 sene gibi kısa bir zamanda adeta sıfırdan başlayarak bir toplumu yeniden şekillendirdi.

Okul açtı, ilim çağını başlattı. Geri kalmış bir toplumu, aydınlattı ve kalkındırdı.

İslâm'ı sadece teorik olarak öğretmekle yetinmeyip aynı zamanda hayatın bütün safhalarında ne şekilde uygulanacağını kendi davranışları ile gösterdi.

Sözleri ile davranışları arasındaki uygunluk ve eğittiği kişilerin bireysel farklılıklarını, kabiliyet ve kapasitelerini dikkate alarak eğitti ve öğretti.

Bir eğitimci olarak; güvenilir, sabırlı, hoşgörülü, adaletli, anlayışlı, merhametli, kolaylaştırıcı, cesaretlendirici ve tevazu sahibi idi.

Hz. Peygamberin öğretmenliği, eğitim ve öğretim metodu bütün öğretmenlerimizin esin kaynağı olmalıdır.

O, sevilen bir muallim/öğretmen olarak;

Tedrîcî bir sistemle yavaş yavaş öğretti.

Öğretirken itidale ve insanları bıktırmamaya dikkat etti.

İnandırdı, ümit ve müjde verdi.

Olumlu davranışları ödüllendirdi ve takdir etti.

Soru sorarak ilgi uyandırdı, soru sormayı teşvik etti, soru-cevap metodunu geniş bir tarzda ve bütün boyutlarıyla kullandı.

Bilmece sorarak dikkatleri çekti.

Anlatımlarında çok çeşitli temsillerden yararlandı ve örnekler vererek anlattı.

Öğretmek için hikâye ve kıssalardan faydalandı.

Yumuşak ve hoşgörülü davrandı.

Anlattıklarının zihinlere yerleşmesi için sözlerini tekrarladı.

İnsanların anlayabileceği şekilde konuştu.

İnsanı değil, davranışı eleştirdi.

Öğrettiklerini yazdırdı.

Yabancı dil öğrenmeyi tavsiye etti.

Şekil çizerek, benzetmeler yaparak, jest ve mimiklerini yerli yerinde kullanarak beden diliyle muhataplarını eğitti.

Bizzat yaparak ve tatbik ederek öğretti.

Ferdi farklılıklara çok dikkat etti ve her seviyeye göre öğretti.

Eğitimde uygun vakitlerini gözetti ve zamanlamayı dikkate alarak öğretti.

Eğitimde sevgiyi devamlı olarak ön planda tuttu.

Konuşmalarında kısa ve özlü mesajlar vermeye özen gösterdi.

Sözü uzatıp abartmadı, az ve öz söz söyledi.

Konuşması her zaman açık ve akıcı oldu.

Yapmacıklıktan uzak ve samimi oldu.

İnsanlara akli seviyelerine uygun hitap etti.

Anlatım esnasında ses tonunu ve bakışlarını ayarlamaya özellikle dikkat etti.

Konuşurken tek bir kişiye veya noktaya bakmadı.

Dinleyicilerin sayısının çokluğuna göre durumunu değiştirip oturarak, ayakta ya da yüksek bir yere çıkarak insanlara hitap etti.

Bazen dikkatini tamamen vermesi için muhatabın elini veya omuzunu tutarak fiziksel temas sağladı.

Anlatım esnasında kendisine yapılan itirazları daima sükûnet ve itidalle karşıladı.

Meseleleri daima ashabıyla tartışıp fikir paylaşımında bulundu ve sorunları çözmede ashabıyla istişare etti.

Yapılmasını istediği hayırlı şeylere teşvik ederek öğretti. Kötülüklerden sakındırdı.

Öğüt ve nasihatle muhataplarını ikna etmeye çalıştı. 

Öğretmek istediği bir konuyu bazen şaka ve latifeyle yani mizah yolu anlattı.

Karşılaştırma ve kıyas yaparak öğretti.

Öğrettiği birçok bilgiyi yaşadıkları çevre ile örneklendirerek anlattı ve tabiatı kullandı.

İçinde bulunduğu topluma kardeşliği, bir arada yaşamayı ve paylaşmayı öğretti.

Sorular sorarak muhakeme yaptırdı, daha sonra empati kurmayı öğreterek başkalarının duygularını da anlamasını sağladı.

Muhatabını bıktırmadan veya anlatacağı şeyi eksik bırakmadan konuştu.

Olumlu davranışları takdir etti.

O, her zaman sevilen bir öğretmen oldu.

Bu vesileyle eskimez bir öğretmen olarak hayatıma şekil veren tüm hocalarıma şükran ve minnet borçluyum.

Öğretmenlerimin, öğretmen arkadaşlarımın, öğretmen kardeşlerimin öğretmenler gününü kutlar, Cenab-ı Hakk’tan hayatta olanlara sıhhat, afiyet ve uzun ömür; vefat edenlere rahmet dilerim.

 

 

25.11.2019

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi