ALLAH’IN ARKADAN KUŞATMASI

Allah onları arkalarından kuşatmıştır.” [Burûc: 85/20]

İhata kelimesi, “kuşatmak, etrafını çevirmek”; muhît kelimesi ise “ihata eden, bir şeyin etrafını çeviren, bir şeyi ve bir hususu bütün yönleriyle bilen” demektir.

Aynı zamanda “el-Muhît” kelimesi;  “Allah tüm şeyleri kuşatan ve tüm şeyleri bilen” anlamıyla da Esmâ’ül-Hüsnâ arasında mevcuttur

Muhît kelimesi, bu ayette geçen anlamı ile yalanlayıp durmakla uğraşan inkârcıların, kendilerini Allah’tan kurtaramayacağını; Allah’ın onları güç ve kudretiyle kuşattığını, çepeçevre dört bir taraftan kuşattığını, onlara egemen olduğunu mesel yoluyla anlatmaktadır.

Bu ayet meseldir. Çünkü hiçbiri Allah’tan kurtulamaz. Etrafına çepeçevre duvar örülen birinin kendini kurtaramaması gibi...

Türkçede söz konusu durumu anlatan birçok deyime rastlamak mümkündür:

Ablukaya almak: Bir yerin (veya şeyin ) dışarıyla ilişiğini kesmek; bir yeri kuşatıp çevreyle ilişkisini kesmek.

Etrafını çevirmek, ortaya almak: Kuşatmak, çevresinde toplanmak.

Allah'ın sıfatı olarak el-Muhît; ilminin ve gücünün, her şeyi kuşattığını, O'ndan kaçıp kurtulmanın mümkün olmadığını, hiçbir şeyin O'ndan gizli kalmadığını ve O’nun gafil ve aciz olmadığını ifade eder.

Allah’ın bir şeyi kuşatması demek; o şeyi hem içerden, hem dışarıdan; hem görünen hem de görünmeyen; hem madde, hem de manası ile tamamen kuşatmış olması demektir.  

“… Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.[Bakara: 2/19]

“… Allah yaptıklarını kuşatıcıdır.”  [Nisâ: 4/108]

 “… Hiç şüphesiz, cehennem kâfirleri kuşatacaktır.[Tevbe: 9/49]

 “… gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.[Hûd: 11/84]

Hani sana: Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır, demiştik…[İsrâ: 17/60]

 “… cehennem kâfirleri çepeçevre kuşatacaktır.[Ankebût: 28/54]

Bu ayetlerde geçen “muhît” kelimesi, “kudret” manasında kullanılmıştır. Muhît, kâfirlerin ilâhî kudretin dışına çıkamayacakları ve eninde sonunda yenilgiye uğrayacakları şeklinde yorumlanmıştır.

Allah’ın el-Muhît ismi, cemalden çok celale yakın bir sıfattır. Bu nedenle, çoğunlukla ayetlerde Allah’ın azabı ve gazabı bağlamında gelir.

Allah, müminleri şefkat ve merhameti ile kâfir ve münafıkları da azap ve gazabıyla çepeçevre kuşatır.

Allah kâfir ve münafıkları el-Muhît ismiyle öyle bir kuşatır ki bu kuşatmayı yarma teşebbüsü içinde bulunan kâfir ve münafıkların sonu dünya ve ahiret cehenneminde biter.

Allah bir şeyi kuşattı mı O’nun kuşatmasını yaracak hiçbir güç yoktur.

Allah; varlığı tek yönlü kuşatmakla aciz kalan değil, bilakis varlığı tüm yönleri ile eşsiz ve benzersiz kuşatan olarak her şeye gücü yetendir.

Allah; sadece dışarıdan kuşatmaz, aynı zamanda insanı ve varlığı içerden de kuşatır.

Allah’u Teâlâ; emriyle, iradesiyle, kudretiyle, kuvvetiyle, bütün isim ve sıfatlarıyla her şeyi ihata etiği gibi, tüm insanlığı da tüm yönleriyle eşsiz ve benzersiz kuşatmıştır.

İnsanların inanç, söz, fiil, amel ve davranışlarını, iyi ve kötü bütün yaptıklarını bilir, O'ndan hiçbir şey gizli kalmaz, O'nun gücü ve hükmünden kimse kaçıp kurtulamaz.

Allah’ın yaratıştaki kuşatması rahmete dayalıdır. Kuşatmada asıl olan da rahmettir. Fakat Allah’ın bir şeyi azap ile kuşatması ise sonradan oluşan bir durumdur. Allah kendisine yönelen kullarını temelde rahmet ile kuşattığı gibi iradesini hakka kullanmayan, varlığındaki rahmetin üstünü örtmeye çalışan kullarını ise daha sonraki süreçte azabı ile kuşatan da hiç şüphesiz ki yine Allah’tır.

Allah bu tür kâfirleri arkalarından çepeçevre kuşatmıştır, onlara gücü yeter. Onlar, Allah’ın elinden kurtulamazlar, onu acze düşüremezler. Çünkü her an ve her zaman onlar, Allah’ın avucundadırlar. Onlar Allah'ın elinden kaçıp kurtulamazlar.

Onlar, kendilerini kuşatan Allah'ın cezası ve ilminden habersizdirler.

İşte bu ayet, bu tür kâfirlerin Allah’ın azabından kurtulamayacaklarının temsilidir. Farkında olunmayan bir şeyin başa gelmesini gösteren deyimsel bir ifadedir.

Ya Muhit ya Allah; her şeyi çepeçevre kuşatan sensin. Dünyamızı da ahretimizi de rahmetinle kuşat. Dünyada azabının, ahirette de Cehenneminin bizi kuşatmasından sana sığınıyoruz. Bizleri sen muhafaza eyle.

Amin.

14.10.2019

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi