MÜFTÜLERİN KIYDIĞI NİKÂH; DİNİ BİR NİKÂH DEĞİL, RESMİ BİR NİKÂHTIR

İki hafta önce bir yakınımın nikâhında bulundum. Nikâh, il müftüsü tarafından kıyılacaktı. Aile’nin dini hassasiyeti olması nedeniyle müftü tarafından kıyılması istenmişti. Her iki aile taraflarının da düşüncesi müftünün kıyacağı nikâh, hem resmi hem de dini nikâh olacaktı.

Ben de merak ediyordum. Müftü acaba nikâhı nasıl kıyacaktı? Resmi prosedürün dışına çıkacak mıydı? Müftünün kıydığı nikâh, aynı zamanda dini bir nikâh sayılacak mıydı?

Çıkan kanun ve düzenlenen yönetmelikle İçişleri Bakanlığı il ve ilçe müftülerine ve müftülük personeline evlendirme yetkisi verilmiş,  il ve ilçe müftülüklerinde evlendirme memurluğu yetkisi verilecek personel de bakanlıkça belirleneceği belirtilmişti.

Bu kanunla birlikte evlendirme memurluğu görev ve yetkisi” müftülüklere de verilmiş oldu.

Böylece “resmi, dini ve imam nikâhlarından” sonra bir de “müftülük nikâhı” ortaya çıkmış oldu.

Müftüler nikâhı nasıl kıyacaktı? Kıyacağı nikâh, dini/imam nikâhı sayılacak mıydı?

Müftülere “resmi nikâh kıyma yetkisi” verilmesiyle birlikte resmi nikâh töreninde hangi prosedür uygulanıyorsa, müftü de Medeni Kanun ve Evlendirme Yönetmeliği'ne uygun olarak aynı prosedürü uygulayacaktı. Bu prosedüre göre:

1. İmam nikâhında söz konusu olan icap ve kabule dikkat etmeyecek, mehir sorma, iki erkek şahit bulundurma ve dua etme gibi uygulamalar olmayacak. Müftü çiftlere evlenmeyi kabul edip etmediklerini soracak ve “evet” cevabını aldıktan sonra töreni “sizleri karı koca ilan ediyorum” diyerek tamamlayacak.

2. Müftü, nikâh kıyarken beyaz müftü/imam cübbelerini değil, nikâh kıymakla yetkili diğer görevlilerin giydiği kırmızı nikâh memuru cübbesini giyecek.

3. Müftü, dini mekânlarda (cami vb) nikâh kıyamayacak.

4. Yabancı eşle evlenen Türk vatandaşlarının nikâhını kıyamayacak, ancak evlenecek olan gayrimüslim eş, eğer Türk vatandaşı ise nikâhını kıyılabilecek.

O dönemin Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın ifadesiyle; “bu düzenlemeyle il ve ilçe müftülüklerine verilen yetki ve görev, dini nikâh kıyma yetki ve görevi değildir. Dini nikâhı, resmi nikâh yerine ikame etme düzenlemesi de değildir. Verilen yetki ve görev, il veya ilçe müftüsünün belediye başkanı, belediye başkanının yetkilendirdiği memur, dış temsilcilikteki görevli konsolos gibi resmi nikâh kıyma yetki ve görevidir.”

Yine o dönemin AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş; “müftülüklerin kıyacağı nikâh dini nikâh olmaz. Birisi dini nikâh yapmak istiyorsa onu ayrıca yapması gerekir” demişti.

Biz de katıldığımız bu nikâh töreninde aynı uygulamayı yaşadık. Müftü Bey, evlendirme memurlarının uyguladığı prosedürün aynısını uygulayarak çiftlerin resmi nikâhını kıymış oldu.

Hiç kimse kendini veya başkasını aldatmasın. Müftünün kıydığı nikâh, dini bir nikâh değil, tamamen resmi bir nikâhtı. Sadece dini kimliği olan birisi tarafından resmi bir nikâh kıyılmıştı.

Birisi dinî nikâh yapmak istiyorsa onu ayrıca yapması gerekir. Son düzenleme ile dini nikâh suç olmaktan çıkarılmış, evlenme cüzdanını göstermek suretiyle de dini nikâhını kıydırabilecekti.

Niçin dini nikâh?

Çünkü nikâh, talâk diğer bir ifade ile evlilik ve boşanma dinî bir müessesedir; aynı zamanda ibadetler içinde değerlendirilir. Kaynağı Kur’ân ve sünnettir. Kur’an’daki ayetler; hem evlilik müessesesinin sınırlarını çizer, hem de sorumluluk ve mükellefiyetleri belirler. Hadisler ise; evlilik ve aile müessesesinin bütün ayrıntılarını belirler, anlatır ve öğretir.

Nikâh bir akit, sözleşme ve antlaşmadır. Bunun için bazı şartları vardır. Bu şartlardan birisi yerine getirilmezse nikâh sahih olmaz. Bu şartlar, tüm fıkhî mezheplerin görüşlerine göre şunlardır:

 

1. Dini açıdan evlenme engelinin/yasağının olmaması.

2. Evlenecek kişilerin veya vekâletlerini verdikleri şahısların hazır bulunması.

3. Tarafların irade beyanı. Evlilik akdini kabul ettiklerine dair eşlerin “kabul ettim” şeklinde ifade etmeleri.

4. Şahitlerin hazır olması. Bu şahitler, ergenlik çağına ermiş, aklı başında iki erkek veya bir erkekle iki kadın olmalıdır. Yani şahitlikte mutlaka bir erkeğin bulunması icap eder.

5. Nikâh akdi yapanların kendilerinin ya da vekillerinin akıllı, buluğ çağına erişmiş ve hür olmaları.

6. Nikâh akdinin mut’a ve muvakkat olmaması.

7. Nikâhın duyurulması. Gizli bırakılmaması.

8. Kızın velisinin izninin olması.

9. Mehir.

10. Hutbe.

Bu şartlardan bazıları diğer mezheplere göre değişkenlik arzetmesine rağmen biz burada nikâhın şeklini, yapılan seremoni ve törenlerini gündeme getirip tartışmıyoruz. Nikâhın nasıl ve hangi şartlar altında kıyılacağı bellidir. 

Cumhuriyet devrine kadar “dini nikâh, resmi nikâh” diye bir ayırım mevcut değildi. İslâm hukuku yürürlükten kaldırılıp yerine Batıdan adapte edilen “medenî” hukuk devreye girince ve nikâh akit işlemleri belediyelere verilince bu çeşit sorular gündeme geldi.

Nikâh dinî bir müessesedir ve belli şartları vardır. Aynı şart ve esaslar resmî nikâhta, yani belediye memuru/müftü tarafından kıyılan nikâhta mevcutsa nikâh nikâhtır. Ancak şart ve esaslara dikkat edilmiyor, hatta kaale alınmıyorsa mesele değişir, nikâha gölge düşebilir.

Hiç kimse bu müesseseyle oynayarak şartlarını değiştirmesin. Müftüler tarafından nikâh kıyılırken Müslüman vatandaşın hassasiyeti göz önüne alsın.

Resmi ve dini nikâhım bir arada kıyılacak düşüncesiyle Müftülere nikâhlarını kıydıranlara; bu nikâhın sadece bir resmi nikâh olduğunu, dini nikâh kıydırmak istiyorlarsa ayrıca kıydırmaları gerektiği uyarısı yapılsın veya nikâhı kıyan müftüler inisiyatif kullanarak her iki nikâhı mezcedip tek bir nikâh olarak kıysınlar.

Müftü bile bu nikâhı kıysa bu nikâh dini bir nikâh değil, kıyılan bu nikâhın resmi bir nikâh olduğu hiçbir zaman unutulmamalı.   

 

07.10.2019

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi