HADDİ(Nİ) BİLMEK

Bir önceki yazımızda “Had” kelimesinin sözlükte; “sınır, uç, derece, yetki ve değer” gibi manalara geldiğini,

Haddini bilmek ise; kendi değer ve yeteneğini olduğundan üstün görmemek.” [TDK Türkçe Sözlük] olduğunu belirtmiştik.

Had” kelimesi, durmamız gereken sınırları anlatır. Bu, herhangi bir konuda, kendi bilgimizi, konumumuzu ve sınırlarımızı bilip ona göre tavır koymamızı, görüş bildirmemizi sağlayan bir pusuladır. Kısacası, kendini tanımak ve sınırlarını bilmektir.

Haddi(ni) aşmamak için haddi(ni) bilmek gerekir.

Çünkü haddini bilmek kendini bilmektir.

Kendini bilmek Rabbini bilmek, Rabbini bilmek ise kendini bilmektir.

İslam’ın şartı beştir; altıncısı ise “haddini bilmek”tir.

Mevlana'ya sormuşlar:
- “O kadar okursun, o kadar yazarsın, ne bilirsin?” Mevlana şu cevabı vermiş:
- “Haddimi bilirim.

Yine Mevlana;

Ey insan! Haddini bil.

Ticaret ehli değilsen dükkân açma,

Hâl ehli değilsen ağzını açma,

Büyüklerin olduğu mecliste ahkâm kesme,

Körler çarşısında ayna satma,

Ehil olamıyorsan bari edepli ol.

Onun için haddini bilmek edeptir. Haddi(ni) aşmak ise edepsizliktir.

Haddini bilmek:

Kendi değer ve yeteneğini olduğundan üstün görmemektir.

Bilgi seviyesinin ve gücünün ne ölçüde olduğunu bilip ona göre davranmak, kendisine uygun olanın veya yapabileceğinin ötesine geçmemektir.

İnat etmemek, anlamaya çalışmak, kendini sorgulayabilmektir.

Yapamayacağı görevlere talip olmamaktır.

Kalkamayacağı yükün altına girmemektir.

Yanlış bir karar vermekten ve hatalı davranışta bulunmaktan kaçınmaktır.

Kimseyi sözüyle incitmemek, hal ve davranışlarıyla kimseyi rahatsız etmemektir.

İnsanın haddini bilmesi:

İnsanın kendini tanıması, görmesi, bilmesi, farketmesi ve anlamasıdır.

Kendi seviyesini, kapasitesini, duygularını, artı ve eksilerini, olumlu ve olumsuz taraflarını, yapabileceğini veya yapamayacağını bilmesidir.

Gerektiği yerde durmasını bilmesidir.

Aldığı görevin hakkını verip veremeyeceğini, emanete layık olup olmadığını bilmesidir.

Dolu başaklar gibi başı aşağıya doğru olması, mütevazı olması, mağrur ve kibirli olmamasıdır.

Vazifesi olmadığı şeylere karışmaması, bilmediği bir konu üzerinde tartışmaması, gereksiz sözler söylemesi veya harekette bulunmamasıdır.

Onun için:

Bilmek güzel şeydir hele haddini bilmek çok daha güzeldir. İnsanın her şeyi bilmesine gerek yok yeter ki haddini bilsin.

Her ne olursan ol, her ne bilirsen bil, her zaman haddini bileceksin.

Hiçbir şey bilmiyorsan bari haddini bil.

Hz. Ali’nin ifadesiyle:

Haddini bilen kimse, helak olmaz.

Haddini bilmek ne kadar güzel şeydir! Bilene…

Şu hiçbir zaman unutulmamalıdır ki; haddini bilmeyene haddini bildirirler… Hem de ücretsiz…

Haddini bilmeyene bildirmek, yetime don giydirmek kadar sevaptır…

Ya haddini bil, ya da kendini bil. Yoksa önce haddini bildirirler, sonra kişiliğini söndürürler.

20.12.2018

Süleyman Yapıcı

Günışığı Gazetesi