TÜRKİYE - İRAN ÇATIŞMASINA DOĞRU
TÜRKİYE - İRAN ÇATIŞMASINA DOĞRU
ABD'nin gözünde üçüncü dünya ülkesi olmaktan çıkan (!) Türkiye, dünyanın en önemli bölgesinde ekonomik, askeri, ticari ve kültürel olarak önemli bir yere sahip olduğundan dolayı ABD için stratejik olarak güvenilir bir müttefiktir.
Sovyetler Birliğinin çöküşünden sonra bütün Orta Asya ve Balkanlar Türkiye'nin politik, ekonomik ve askeri boşluğu doldurmak isterse, İran tehlikesini bertaraf etmesi gerekmektedir. Bunun içinde ABD sonuna kadar Türkiye'yi desteklediği ima edilmektedir.
ABD, Türkiye ile İran’ı savaştırmak istiyor. ABD yönetiminin bu senaryosunu hayata geçirmek için çalışanların başında Türk - Amerikan Dostluk Konseyi (Türkiye'nin Amerikalı Dostları Derneği) içinde bu faaliyetleri yürüten özel bir ekip vardır.
Uğur Mumcu'nun cesedi istismar edilerek Türkiye'yi İran'a karşı kışkırtmak, iki ülke arasındaki ilişkileri bozmak, halkın tepkisini o yana çekmek ve Mumcu cinayetini İran’a yıkmak isteyen bazı çevreler büyük bir çaba içindedirler.
ABD, Balkanlar ve doğusunda parça parça edilmiş bir dünya istediği için Bosna-hersek katliamına seyirci kalmaktadır. Onun için Balkanlar ABD'nin yönlendirmesiyle hızla parçalanmaya devam ediyor. Yakında Yunanistan da bundan nasibini alacaktır.
Dünyayı parça parça haline getirme senaryosunu icra etmek üzere Türkiye'de CIA ve MOSSAD aktif olarak faaliyet göstermektedir.
Şu anda Asya'da iki önemli hedef Iran ve Çin bulunmaktadır. Iran, Afganistan, Cezayir ve Türkiye'de ırkçılık körüklenerek ayrı ayrı devletçiklere bölünmek istenmektedir.
Kuzey Irakla Kürt Devletinin ilan edilmesi de ABD senaryosunun bir parçasıdır. Kürt Devleti bu kadarla kalmayacaktır. Satrançta önemli bir hamle yapılmıştır. Bu bölgede daha geniş değişiklikleri beraberinde getirecektir. Bunun için Türkiye ABD planlarının içine hızla sürüklenmek istenmektedir.
"Süper bir eşkıya olan NATO", Muavenat zırhlısının Amerikalılar tarafından vurulması ile iyice belirginleşmişti, iki füzenin aynı anda ateşlenmesinin mümkün olmadığı, kesinlikle kaza olmayan bu olay, ABD'nin bir gözdağı ve uyarışıydı.
İran-Irak savaşı sürerken, Türkiye'nin Musul-Kerkük'ü içine alan bu bölgeye "İran tehlikesine karşı" müdahale edeceğinin planlarını, zamanın kıdemli ABD Savunma Bakan Yardımcısı Williarr Taft, 7 Kasım 1986 da Türkiye'ye yaptığı "yıldırım ziyaretle" getirmişti.
ABD'nin Irak'a saldırısından sonra ise, İran’a karşı Türkiye-İsrail-Suudi Arabistan mihveri oluşturuldu.
Suud ve Türkiye ile işbirliği yaparak Irak'ı saf dışı bırakır ABD, şimdi aynı senaryoyu Iran üzerinde denemek istemektedir.
Çekiç Güç'ün Türkiye'ye yerleştirilmesinin amacı da Körfez savaşında ABD uçaklarının Türkiye'deki üslerinin kullanılması için "yasal zemin" hazırlamaktı.
Türkiye, Türki Cumhuriyetler birliği oluşturulmaya çalışılırken ABD bu cumhuriyetlerin arasına da nifak sokmuş durumundadır.
ABD, Azerbaycan konusunu kaşıyarak, Federe Kürt devletinin İran’dan toprak talebinde bulunarak, Peşmerge’nin bölgeye hâkim olmasıyla PKK'nin İran'dan başka gidebileceği yer olmadığından, İran’la bir çatışma, hatta bir savaşın ufukta muhtemel olduğu görülmektedir.
24.02 / 11.03. 1993
Süleyman Yapıcı
Sözün Özü
Devran Gazetesi