İKİNCİ KÖRFEZ YA DA ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI

Irak'ın kendi topraklan içinde çeşitli yer­lere füze rampaları yerleştirdiği gerekçesi ile güya Birleşmiş Milletler kararı ile ABD, İngiltere ve Fransa uçaklarınca bombalandı.

"Körfez Celladı" Bush'un görevi bırak­masına bir hafta kala Irak'ın bombalanma­sı, Müslümanları yok etme palanlarının bir parçasıdır. Çünkü hedef Saddam değil ve hiç bir zaman da olmadı. Bütün bu oyna­nan oyunlar birer danışıklı dövüşten ibaret­tir. Irak'ın imanlı halkının Körfez Savaşın­dan bu yana geçen süre içinde büyük bir toparlanmaya ve şuurlanmaya başlamasını en başta ABD ve müttefiklerinin tahammül edemedikleri ortadadır.

Bugün Bosna'da, Karabağ'da, Kıbrıs'ta, Somali'de ve diğer halkı Müslüman olan ül­kelerde oynanan oyun aynı oyundur, uygu­lanan plan aynı plandır.

Bunun yanında Güvenlik Konseyi, Hitler zamanında bile görülmeyen Sırp vahşeti sürüp giderken müdahale etmeyi düşün­müyor da 24 saat içinde Irak'a müdahale kararı alıyor.

Müslümanlar üzerine uygulanan bu çifte standart uygulama ABD ve müttefikleri, Müslüman ülkelere müdahale söz konusu olduğu zaman Birleşmiş Milletler, ABD ve müttefikleri Irak ve Somali’ye olduğu gibi birer şahin kesiliyor.

Ama sıra Ortodoks Sırplara gelince tutumları ve davranışları tamamen değişiyor, işlenen bü­tün insanlık ve savaş suçları karşısında sade­ce adet yerini bulsun kabilinden sözlü kınama­larla geçiştiriliyor.

Müttefiklerin Irak'a yaptığı hücumlar aslında Saddam'a değil zavallı Müslüman Irak halkınadır. Çünkü ABD ve müttefikler Saddam'ın git­mesini değil kalmasını istiyorlar. Saddam her yönüyle onlara gerekli.

Saddam’ın kalması demek, Irak petrolündeki İngiltere’nin çıkarlarının korunması demektir.

Saddam'ın kalması demek, Suudi Arabistan ve Kuveyt'e karşı birer koz gibi kullanılması de­mektir.

Saddam'ın kalması demek, İran'a karşı bir emniyet supabı demektir.

Saddam’ın kalması demek, İsrail’in emniyet ve güven içinde rahatlaması demektir.

Ama Bosna Hersek'te, Sırplar değil Saddam'ı, Hitleri Lenin veya Stalin'i bile aratacak durumda oldukları için ABD ve müttefiklerine ih­tiyaç yok.

Bugün dünyanın 25 ayrı bölgesinde Müslümanlar haksız tecavüzlere uğramaktadırlar. Bütün bunlara baktığımız zaman, adı konma­mış bir üçüncü dünya savaşı ile karşı karşıyayız.

 

09.01 / 24.01.1993

Abdullah Haşim (Süleyman Yapıcı)

Devran

Palu Devran Gazetesi