15 TEMMUZ 2016 HAİN DARBE GİRİŞİMİ (2)
15 Temmuz 2016 hain darbe girişimi ile ilgili 16 Temmuz ve 16 Ağustos 2016 arası bir ay süreyle Facebook sayfamda paylaştığım yazılarımın bir kısmını paylaşmaya bugün de devam ediyorum.
LÜTFEN ÇOK DİKKATLİ VE UYANIK OLALIM…
Türkiye, 15 Temmuz gecesi içerdeki hainleri kullanılarak dış güçler (ABD, NATO, İngiltere, Almanya, İsrail) tarafından tezgâhlanan büyük ihanet ve saldırıya uğradı. Başkomutan Cumhurbaşkanın çağrısı üzerine bu ülkenin necip milleti, tankların önünde dimdik durarak, tankların önüne yatarak bu saldırıya karşı destansı bir direniş ortaya koydu ve saldırıyı püskürttü.
Yüzlerce şehit verdik, binlerce insanımız da yaralandı. Türkiye Cumhuriyeti ilk defa böyle büyük bir ihanete uğradı.
Bütün bunlar tüm Türk ve İslam âleminin son kalesi düşmesin diye yapıldı. Bu ülkeyi seven ve bu ülke için canını feda etmekten çekinmeyen milliyetçi ve dindar insanlarımız asil bir millet olduğunu göstererek tanklara göğsünü siper etti, tankların önünde durup önüne yatarak tarihte benzerine az rastlanır bir direniş örneği sergiledi. Sarsılmaz inancıyla, vatan sevgisiyle tankları ezip geçerken tuzu kuru laikler, Kemalistler, demokrat geçinenler, komünistler ve sosyalistler darbe şakşakçılığı yaptılar. Ta ki darbe kalkışması sonuçsuz kalıncaya kadar.
15 Temmuz'da bu asil millet bir destan yazdı, tabiri caizse bu millet devleti kurtardı; ama bu milletin devleti sil baştan kurmasına izin verilecek mi?
On binlerce kişi işten uzaklaştırılıyor, işine son veriliyor veya tutuklanıyor. Bunların yerini kimler dolduracak. İşin ehli olan kişiler mi yoksa FETÖ’cülerden boşalan bu yerler yine FETÖ’cüler veya tuzu kuru laikler, Kemalistler, demokrat geçinenler, komünistler ve sosyalistler mi?
Özellikle Kemalist ve laik kesimler tarafından “FETÖ’cüler gibi tüm İslami cemaat ve tarikat mensuplarını devlete, bürokrasiye sokmamak gerekir. Yoksa bunlar da FETÖ’cüler gibi devleti ele geçiriyorlar” diye büyük algı operasyonu yapılmaktadır.
Bu algı operasyonu ile bu hükümet eliyle İslâm ve Müslümanlar bütün kurumlardan temizlenmek ve izleri silinmek isteniyor ki yine bunlardan boşalan yerler FETÖ’cü, laik ve Kemalistler tarafından doldurulsun.
Her kes etrafına bir bakınıversin. Bu süreçten en çok kimler nemalanıyor, zeytinyağı gibi suyun üstüne çıkıyor ve çok rahat hareket ediyor. Yine bu süreçte en çok kimler endişeli, gergin ve tedirgin.
Tuzu kurular her zaman olduğu gibi çok rahat, ama kuruluşundan beri Ak Parti’ye destek veren, gönül bağı olan her kes özellikle dindar ve Müslüman kesim çok endişeli ve tedirgin.
Bu ihanet şebekesinin içinde yer alıp darbe teşebbüsüne katılan, yardım ve yataklık yapan hatta destekleyenlerden kısacası vatanına, devletine ve milletine ihanet edenlerden mutlaka hesap sorulsun.
Bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek, zoraki veya gönüllü geçmişten bu güne kadar az da olsa kenarından köşesinden FETÖ’ye bulaşan alt (Cumhurbaşkanımızın tabiriyle tabanı ibadet olan) tabakaya daha öncede belirttiğim gibi pişmanlık fırsatı verilmelidir.
Yoksa Kemalist ve laik kesimler, daha önce yaptığı gibi İslam ve Müslümanları bu algı operasyonu ile bütün kurumlardan bu hükümet eliyle temizlemek istiyorlar.
Burada tehlikeli bir oyun oynanıyor. 15 Temmuz ruhu rehin alınarak sulandırılıyor ve dolayısıyla oluşturulan birlik, beraberlik ve kardeşlik ortamı planlı ve programlı sahnelenen bu algı operasyonu ile yok edilmeye çalışılıyor.
Lütfen çok dikkatli ve uyanık olalım…
Cumhurbaşkanımızın tespit ettiği gibi “tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet” olan FETÖ terör örgütü ve şer şebekesi ile mücadele tavandan başlanarak, ticari kaynakları kurutulmalı ve sadece ihanet içinde olan tabana inilmelidir.
15. yılına girerken AK Parti kendi içindeki kripto FETÖ’cüleri temizlemezse, FETÖ’cüler, FETÖ’yle ilgisi olmayan samimi, dürüst, sadakatli dindar ve Müslümanları özellikle de bürokraside ki önemli isimleri temizleyecekler.
Bunların yerleri ise yine FETÖ’cü, laik, Kemalist ve sosyalistler tarafından doldurulacak.
Dikkat! Devlet kademelerinden FETÖ’cülerin temizlik süreci, bazılarının kişisel çıkarları doğrultusunda bir ihbar sürecine dönüşüyor...
Hiç kimse, geçmişteki günahlarını başkasından çıkarmaya kalkışmasın...
Bu darbe ve ihanet teşebbüsünde piyon alarak kullanılan FETÖ’nün İslami bir cemaat değil, eli kanlı bir terör örgütü olduğu ortaya çıkmıştır. Bu örgüt, görünen ve görünmeyen kripto yapısıyla her yere sızmıştır. Sızmış olduğu tüm siyasi partiler dâhil olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlardan ihanet içinde olanlar temizlenmelidir.
Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle; hak ve adalet arayışının bir sonucu olarak kurulan Ak Parti başta olmak üzere mecliste gurubu bulunan diğer siyasi partiler, devleti yeniden yapılandırarak Türkiye'de darbelere zemin hazırlayan sistemi değiştirmeli ve bu zemini ortadan kaldırmalıdırlar.
Öyle bir sistem kurulmalıdır ki, hiç kimse, hiçbir kurum veya kuruluş, hiçbir dış güç darbe yapmayı aklından bile geçiremesin.
Türkiye’de darbeler ve darbe teşebbüslerinden dolayı artık kimsenin canı acımasın, yanmasın.
SON UYARI YAZISI
24 HAZİRAN 2018 ERKEN SEÇİMLERİ FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞININ TEMİZLENMESİ VE HESAP VERMESİ İÇİN SON FIRSATTIR
Bilmeyerek, istemeyerek veya zoraki (tehditle) geçmişten bu güne kadar az da olsa kenarından köşesinden FETÖ’ye bulaşan alt (Cumhurbaşkanımızın tabiriyle tabanı ibadet olan) tabakaya pişmanlık fırsatı verilmedi. Birçok masumun canı yandı.
Bu arada FETÖ’nün en önemli ayaklarından biri olan siyasete ise hiç dokunulmadı/dokunulamadı. 24 Haziran 2018 seçimleri FETÖ’nün siyasi ayağının temizlenmesi ve hesap vermesi için son fırsattır. Bu fırsat çok iyi değerlendirilmeli, her ne şekilde olursa olsun FETÖ’yle ilişkisi olan tüm siyasiler, siyaset arenasından uzaklaştırılmalı ve hesap vermelidirler.
Devlet/hükümet; bu süreci sevgi şefkat, merhamet ve adaletle sürdürmeliydi.
Her şeye rağmen, “15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü” adında bir milli bayramımız daha oldu.
16.07.2019
Süleyman Yapıcı
Günışığı Gazetesi