MAHALLE MUHTARLIKLARI KALDIRILSIN MI?
31 Mart yerel seçimlerinden sonra mahalle muhtarlıklarının kaldırılıp kaldırılmaması konusu tekrar gündeme geldi.
Bu konu daha önceki yıllarda tartışılmasına rağmen şu ana kadar herhangi bir adım atılmadı. Ancak 31 Mart yerel seçimlerinden sonra TV’lerde, gazetelerde, sosyal medyada ve sanal ortamlarda daha sık tartışılmaya başlandı.
Mahalle muhtarlarının yaptıkları/yapmadıkları işler ve bunun karşısında asgari ücret üzerinden aldıkları maaşları da tartışma konusu oldu.
Sözlükte “seçilmiş” anlamına gelen muhtar terim olarak “mahalle veya köyün işlerini yönetmek için atanmış/seçilmiş idareci” demektir. Kelime, muhtarlık teşkilâtı kurulmadan önce mahalle, köy ve kasabanın önde gelen güvenilir kişileriyle, esnafın ileri gelenlerini de nitelerdi
Muhtarlık teşkilâtı ilk defa 1829’da İstanbul’da ve bilâd-ı selâse’de (Üsküdar, Galata ve Eyüp) uygulamaya konuldu. Bunda amaç İstanbul’a göçü kontrol etmek, mahallelere giriş çıkışı denetim altına alarak güvenliği sağlamak ve yönetim aleyhinde yapılan dedikoduları önlemekti. İlk muhtarlar tayin yoluyla iş başına getirildi
Muhtarlık teşkilatı İstanbul dışında 1833’ten itibaren önce Kastamonu’da oluşturuldu. Daha sonra yaygınlaşmaya başlayan muhtarlık sistemi ile muhtarların görevleri arttırıldı.
Mahalle/köyde güvenliği sağlamak, verginin tevziine ve toplanmasına yardımcı olmak muhtarların başlıca görevleriydi. Bu sebeple muhtarlar gelenlerin seyahat belgelerini (mürur tezkiresi) kontrol eder, tezkiresizleri geri gönderir, kurallara uygun biçimde yerleşmek isteyenlere yer gösterir, yeni gelenlere kefil bulur veya kendisi kefil olur, ismini deftere kaydedip defter nâzırına bildirirdi. Başka yere gitmek isteyenlere defter nâzırının onayı ile mahkemenin vereceği mürur tezkiresine temel teşkil etmek üzere şahsın eşkâli ile anne ve baba adı, gitmek istediği yer ve orada kalacağı süreyi belirtir bir mühürlü pusula verirdi. Doğum ve ölümlerin, başka yere göç eden veya gelenlerin kayıtlarını tutar, günü gününe defter nâzırına bildirirdi.
Zamanla çeşitli görevler yüklenen muhtarlık ülkemiz siyasi hayatında önemli işlevler gören ve mahalli idarelerin en küçük birimi olan muhtarlıklar işlevselliğini her geçen gün yitirmektedir. 1945 yılında Bakanlar kurulu kararı ile belirlenen muhtarların görevleri o tarihlerde muhtarlar tarafından ifa edilmesinin o zamanki şartlar için gerekli olduğu düşünülebilir.
Ancak, gelişen teknoloji ve ülkemizin ulaşmış olduğu kalkınmışlık seviyesi göz önüne alındığında yukarıda belirtilen görevlerin hemen hemen hiç birisinin bugün itibari ile fiili olarak icra edilmediği hemen herkesin malumudur.
Hükûmet tarafından belde, ilçe ve şehirlerde yani belediyeliklerin olduğu yerleşim yerlerinde artık çok fazla bir işlevi kalmadığı düşünülen mahalle muhtarlık sistemine son verecek çalışmaların yürütüldüğüne dair haberler kamuoyunda da büyük bir ilgiyle takip edilmektedir.
Bugün itibari ile muhtarlıklar sadece seçimlerde seçmen kartının dağıtımı, iadeli taahhütlü verilen mektupların sahiplerinin adresinde bulunamadığı durumlarda mektupların bırakılması ve fakirlere fakirlik ilmühaberinin verilmesi dışında hemen hemen önemli hiçbir görev icra etmemektedir.
Bunun yanında 50 binden fazla muhtarların maaş, SGK ve diğer giderlerinin devlet bütçesine önemli bir yük getirdiği de bir gerçektir.
Ayrıca her mahallede oluşturulan muhtarlık ofisleri, bu ofislerin gider ve masrafları hiç gündeme getirilmedi bile…
Başta büyükşehirler olmak üzere, bugün itibari ile yerel yönetim denilince vatandaşların aklına belediye gelmekte ve hizmetlerin büyük çoğunluğu belediyeler tarafından sunulmaktadır.
Günümüzde ise muhtarlıkların önemi her geçen gün azalırken sayısı ise nüfus ve yerleşim biriminin artışına paralel olarak sürekli artmaktadır.
Günümüzde köyler dışında muhtarlık sistemi işlevsiz bir hale gelmiştir.
Gelelim madalyonun diğer yüzüne…
e-devlet’in hayatımıza girmesiyle işlevlerinin azalmasına rağmen muhtarlarımız demokrasinin temel taşı olarak kabul edilir.
Rutin işlerin yanında mahallenin sorun ve taleplerinin devlet kurumlarına aktarılması açısından muhtarlar “aracı” olmak gibi önemli bir görev icra etmektedirler.
Muhtarla aynı zamanda temsilcidir, emanetçidir.
Onların aracılığıyla mahalle sakinleri hakkında bilgi alınır ve irtibat sağlanır.
Tüm bunlarla birlikte özellikle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan tarafından muhtarlara gösterilen yakın ilgi ve alakayı başka yerlerde suistimal etmeleri, yerine göre kendilerini milletvekili, vali, belediye başkanı hatta bakan olarak görmeleri, havasını atan, cakasını satan ve reklamını yapan bazı muhtarlar da yok değil.
Türkiye Muhtarlar Federasyonu Başkanı Ramazan Özünal’ın muhtarlara yeşil pasaport verilmesini talep etmesi dikkatleri daha fazla muhtarların üzerine çekmiş bulunuyor.
Vatandaş, acaba muhtarlara tahsis edilen lüks ofis ve teşrifatları, ödenen maaş, belediyelerden kendilerinin ya da yakınlarının işe alınmalarından sonra yeşil pasaport talebi ile birlikte belediye kontenjanından bir özel kalem müdürü, bir sekreter, bir de makam arabası ve şoför tahsisi de isteyebilirler mi? diye soruyor.
Tüm bunlara rağmen belde, ilçe ve şehirlerde mahalle muhtarlıkları kaldırılmalı mı?
Ne dersiniz?
06.05.2024
Süleyman Yapıcı
Günışığı Gazetesi