Türkiye'nin demokrasi ile idare edildiği ifade edilmektedir. Ancak bu demokrasinin nasıl uygulandığı konusu tartışmaya açıktır.

Çünkü demokrasinin temel şartı, bütün temel zihniyet ve görüşleri millete eşit şartlar altında sunması gerekmektedir.

Bugün demokrasi ile idare edilen Türkiye'nin hali içler acısıdır.

Türkiye sanki bir dünya savaşından çıkmış gibidir.

Türkiye'nin şu andaki durumunu kısaca gözden geçirdiğimiz zaman şu gerçeklerle karşılaşmaktayız:

Geçim sıkıntısı, pahalılık, fakirlik, sefalet, açlık ve işsizlik...

Rüşvet, yolsuzluk, iltimas ve hayali ihracat...

Fırsat eşitsizliği...

Geri kalmışlık...

Gelir dağılımındaki adaletsizlik ve dengesizlik...

Sömürülme ve ezilme...

Her türlü haksızlık ve adaletsizlik...

Enflasyon ve pahalılık...

Ahlaksızlık ve fuhuş...

Terör ve anarşi...

Milyonlarca insan bunu neticesinde inim inim in­lerken;

Bu memlekette özel uçaklarla gezenler...

Akdeniz ve Ege sahillerinde yatlara dolaşanlar...

Beş yıldızlı turistik otellerde şampanya patlatıp, adam boyu pasta keserek milyarlarca lirayı su gibi akı­tarak düğün yapanlar...

Siyasi iktidar evrelerinin iktidar nimetlerinden yararlanarak bankalardan milyarlarca lira kre­di alıp geri ödemeyenler...

Hayali ihracatçılık yaparak devlet kasasını soyan holdingler...

İLKSAN ve İSKİ gibi belki yüzlerce yolsuzluk ve rüşvet olaylarıyla bu milleti soyanlar...

Evet, bütün bunlar geçmişte olduğu gibi günümüz­ de de siyasi iktidarlar tarafından korunan ve desteklenen mutlu bir azınlık israf ve safahatın içinde çılgıncasına yaşıyor.

Ufak mutlu bir azınlık sefahat ve israf içinde yaşayarak zengin olanlar daha zengin, fakir olanlar daha da fakir olmaktadırlar.

Türkiye'de gelir dağılımı her geçen gün biraz daha bozulmaktadır.

Bu şekildeki gidişatın sonu ancak SOSYAL PAT­LAMALARA varır.

Bütün bunları düşündüğümüz zaman bu mutlu azınlığın karşısında milyonlarca insan bu ızdırapları çekmeye mecbur mu?..

Biz bir dünya savaşından veya bir harpten mi çıktık?..

Bu gün Türkiye yeryüzünün en güzel, en zengin ülkesi değil mi?..

Ülkemizde yedi iklim mevcut olup, toprak büyüklüğümüz ve altmış milyon insanımız, ormanlarımız, sayısız maden zenginliklerimiz ile büyük bir ülke ve millet değil miyiz?..

Milletimiz yeryüzünün en fedakâr, cefakar ve çalışkan milleti değil mi?..

Bütün bu ızdırapları çekmeye mecbur muyuz?..

Niçin?.. Niçin?.. Niçin?..

01.12.1993

Süleyman Yapıcı

Sözün Özü

Devran Gazetesi