EĞİTİMDEKİ KARGAŞA

Yeni eğitim ve öğretim yılı başlarken eğitimdeki kargaşa halen devam etmektedir. Türkiye'deki eğitim her iktidar döneminde bir deneme ve yazboz tahtası haline getirilmiştir. Her iktidar kendi siyasi görüşü doğrultusunda eğitim sisteminde değişiklikler veya yenilikler yap­maktadır. Yapılan bu yenilikler ve değişiklikler, her şeyde olduğu gibi çağdaş bir eğitim sistemi meydana getirmek iddiası ile gerçekleştirilmektedir. Özellikle ANAP hükümeti ta­rafından başlatılan çağdaş eğitim sistemi çalışmaları, DYP-SHP koalisyon hükümeti tarafından büyük bir hızla devam ettiril­mektedir.

Çağdaş eğitim sistemi diye yapılan değişiklikler ve yenilik­lere şöyle kısaca baktığımız za­man, eğitim sisteminde büyük bir kargaşanın yaşandığını göreceğiz, ilköğretim yani sekiz yıllık eğitim sistemine ve ortaöğretimin lise kısmında ders geçme ve kredi sistemine geçiş sürecinde ise tam anlamıyla bir kargaşa yaşanmaktadır. 1991–92 öğretim yılının yarısında orta öğretimin ortao­kul kısmında ilköğretim yönet­menliğinin uygulamaya başlaması neticesinde; disiplin yönet­menliğinin, devam mecburiyeti­nin, sınıfta kalmanın kaldırılması, ders geçme sisteminde yapılan değişikliklerle ilgili yönetmen­likler arka arkaya gelmeye başladı. Öyle ki bir ay için bir kaç değişik yönetmenliklerin gelmesi ile okul idarecileri hangisini uygulayacakları konusunda büyük zorluklarla karşılaşmışlardır. Böylece bunun en büyük sıkıntısını başka okul idarecileri, öğretmenler ve daha sonrada öğrenciler çekmişlerdir. Ders geçme ve kredi sistemi ise okulların ve öğretmenlerin ye­tersizliği ve çevre şartları nede­niyle bir türlü yerine oturmuş değildir.

Şu anda yapılan bu değişikliklerle hedeflenen sınıfta kalmayı kaldırmak veya en as­gari düzeye indirerek ülke eko­nomisine katkıda bulunmaktadır. Bunun neticesinde öğrencide sınıfta veya derste kalma diye bir düşünce olmadığından okul­larda başarı oranında büyük düşüşler meydana gelmektedir. Bu durumda öğrenci velileri özel okul ve dershanelere yönelmektedirler. Bu yeni eğitim sistemler özellikle doğu ve güneydoğu bölgesinin şartlarını göz önünde bulundurduğumuzda çeşitli so­runları da beraberinde getir­mektedir.

Gençliğin maneviyattan uzak­laşması başta televizyon gibi çeşitli etkilerin tesirinde kalması neticesinde saygısını yitirmiştir. Koalisyon hükümetinin öğretmenlerimiz hakkındaki vaatlerinin hemen hemen hiçbirini yerine getirmeyişinin yanında eğitim alanında da fonksiyonlarını yitirmek üzeredir. Çağdaş eğitim seviyesini ya­kalayalım derken bundan yirmi yıl önceki eğitim seviyesini ya­kalamak bile mümkün delildir.

 

29.09 / 08.10.1992

Abdullah Haşim (Süleyman Yapıcı)

Devran

Paludevran