BİZ BU KADIN HAK LARINA KARŞIYIZ

Geçen hafta kadınlar günüydü. Dünyada ve Türkiye' de çeşitli etkin­liklerle kutlandı. Kadın haklarından bahsedildi. Kadınlar kendi haklarını alıncaya mücadelelerini sürdürecekle­rini dile getirdiler.

Biz bu yazımızda İslam’dan önce insan dahi kabul edilmeyen kadının durumunu ve İslam dininin kadına ver­diği değer ve haklarından bahsetmeye­ceğiz. Çünkü bu konular çok konuşul­du.

Biz bu toplumda kadın haklan, eşitlik adına dile getirten birçok hususlara karşı olduğumuzu belirteceğiz.

İslam'da evlenmek insani bir fıt­rattır. Müslümanın kendi nefsinde bü­yük bir sorumluluk duyup, boynunda terbiye gütme hakkı bulunduğunu taşı­masıdır. Onun için evlilik;

1.    İnsan türünün korunması,

2.  Neslin korunması,

3.   Toplumun ahlaki çöküntüden selamette kalması,

4. Toplumu bir takım hastalıklar­dan koruyup selamete eriştirilmesi,

5.   Ruhsal ve deruni sükûna kavuş­turulması,

6. Eşlerin aile yuvasının kurulma­sında ve çocukların terbiyesinde yar­dımlaşması,

7.  Babalık ve analık şefkatinin gö­nülde alev alev yanmasıdır.

Bütün bunları göz ardı ederek evlilik ve nikâha karşı çıkıp, gereksiz gö­ren kadının özgür olmasını savunanla­ra karşıyız.

Kadını yumuşak, narin ve zayıf yaratan Allah'ın kanununa karşı çıkıp özgürlük ve eşitlik adına erkeğe benze­yen ve erkekleşenlere karşıyız.

Toplum ve milletleri bir takım ha­ramlardan, sapıklıklardan kurtarıp; paklık ve erdemlik bahçesinde salınan güven ve istikrar gölgesinde eğleşen; şeref ve mutluluğun doruğuna erişmesi için Allah’ın çizdiği yolda, İslam’ın farz kıldığı caddede tesettürüyle seyretme­ye karşı çıkanlara, insanı kutsal de­ğerlerden uzaklaştıran, şehveti ön pla­na çıkarıp şehvet bataklığında özgür­lük ve kadın hakları adına açılıp saçı­lanlara karşıyız.

İnsan neslini korumak, toplumu ahlaki çöküntüden ve çeşitli hastalık­lardan korumak için yasakladığı zina, eş cinsellik ve benzerlerini hürriyet adı­na yapmayı savunanlara karşıyız.

İyi bir eğitici ve terbiyeci olması sebebiyle farz-ı ayn olan ilimleri öğ­renmede kadını erkek gibi sorumlu tu­tan, erkeği ne ile mükellef kılmışsa ka­dını da onlarla mükellef kılan hususları reddedip, eşitlik ve erkeklerle yarışma adına; ağır işler yüklenip bedenlerine haksız edenlere, kadınlığını yitirenle­re, namusunu lekeleyecek, kadınlık ve annelik şeref ve itibarını kirlete­cek işlerin içine atılmalarına, hayâsızlık ve namussuzluk yolunda yürü­yenlere karşıyız.

Ülke ekonomisine katkıda bu­lunmak iddiasıyla, zaruri olmadığı halde evinin dışında fabrika ve benzeri işyerinde çalışarak evinin manevi direğini yıkanlara karşıyız. Çocuklarının terbiyesini bakıcılara, kreşlere ve çocuk yuvalarına eşitlik adına terk ederek sevgiden ve şefkatten mah­rum bir şekilde yetiştirenlere karşıyız.

Şehvete dalıp kendisini kaybe­den ve eroin, afyon gibi uyuşturucu maddelerde arayanlara karşıyız.

Ruhi çöküntüye uğrayıp cinsel sapıklıktan dolayı bedeni, ahlaki ve nefsi hastalıklara yakalananlara kar­şıyız.

Şehvet tüccarlarına, genç kızla­rın elden ele satılmalarına, ücretle tutulan fahişelere karşıyız.

Grup gurup doktorların, sağlık personelinin, hâkimler ve kanun adamlarına zina sebebiyle işlenen suç­larla uğraşıp, köklü çözüm getirme­yenlere karşıyız.

Her türlü ahlak, fazilet, edep, utanma duygularından uzak kadınla­rın cadde ve sokaklarda dolaşmaları­na karşıyız.

Fahişeleri, ahlaken düşük kadınları ücret karşılığında satan, pazarla­yan, reklâm aracı olarak kullanan, ayrı ayrı isimler adı altında eğlence işleten deyyuslarınn çoğalmasına kar­şıyız.

Zinayı sanat edinip, geçim vası­tası olarak kullananlara, vergi rekort­meni olarak madalya ile ödüllendiri­len p...lere karşıyız.

Fahişeliği teşvik edici mahiyette, şehveti gıcıklayıcı her türlü eğlence, tiyatro ve filmlere karşıyız.

Cinsel konulan işleyen kitaplara, çıplak resimleri neşreden dergi ve gazetelere, dans, bale ve benzeri oyunlara ve bunları yapanlara karşı­yız.

Boğazlarına kadar içki, kumar, zina ve fuhşa dalanlara karşıyız.

Hiçbir dini sınır tanımayıp her fazilete dil uzatan, her rezaleti mubah gören ve gönlünün istediği şekilde eğ­lenip, gününü gün edenlere karşıyız.

Her şeyi mubah sayan ve böylece kendilerini hayvanlara benzeten soy­suzlara karşıyız.

Ramazan Bayramınızı kutlar, Müslümanların kurtuluşuna vesile ol­masını temenni ederim.

 

11.03 / 31.03 1993

Süleyman Yapıcı

Sözün Özü

Devran Gazetesi